Haziran akşamı, Çavuşbaş’ında(*)
Mukimleri, ekmeğinde, aşında
Mahalle fırını, ekmek pişirir
Fırıncı, müşteri, ekmek peşinde
Mis gibi kokuyor, taze ekmekler
Lezzet için, veriliyor emekler
Sofralar bekliyor, sıcak ekmeği
Dede, nine, oğul, gelin, bebekler
Ateşin harından, fırın çok sıcak
Teknede ki hamur, ekmek olacak
Bu gün gelen hamur, daha da fazla
Ekmeklerde yapılıyor, çabucak
Bir evden, bir feryat, etti intişar
Yeni yetme bir kız, fırına koşar
Nine yetiş! Bir hal oldu dedeme
Kalkamaz ayağa, hemencik düşer
Eve koştu, nine, torun peş peşe
İhtimam fazladır, evlâda, eşe
Mezar gibi sessiz, nice evlere
Torunla geliyor, gayret ve neşe
Daldı içeriye, nine ilk önce
Dede hareketsiz, yatar öylece
Seslendi geline, âcili ara!
Telaşlandı, onu böyle görünce
Fazla bekletmedi, bir siren sesi
Yaşlı dede, zor alıyor nefesi
Körük gibi, inip inip kalkıyor
Sanki dar geliyor, göğüs kafesi
İndirildi sedye, konuldu dede
Daha nefes alır, yetmemiş vade
Ambulans son sürat, gitti âcile
Şifayı Rab verir, sebebler perde
Sabahı verildi, Camiide selâ
Gani rahmet etsin, celle ve alâ
Ölüm gibi bir hakikat, mevcutken
Gaflettedir insan, ders almaz hâlâ
Hayat dolu süprizle, her an bekle her şeyi
İçinde barındırır, hüzünü ve neşeyi
Önünde var bir hendek, adına mezar derler
Üç kuruşluk mal ile, döndüm sanma köşeyi
Bu gün ölen dün vardı, yarın kimler ölecek?
İnsanoğlu hadsizdir, haddi nasıl bilecek?
Bu günün yarınlara, kefilliği mümkün mü?
Yarın başka bir gündür, başa neler gelecek?
(*):Afyonkarahisar'da bir Mahalle
Kayıt Tarihi : 11.11.2022 21:47:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!