Ne oldum demek, ehl-i zaafın lafzıdır,
Geçmişe takılıp kalanın çilesidir.
Bir garip serdengeçtiyim ben,
Mazi ile meşgul değilim,
Gayem, müstakbelin nuru ile avunurum.
Her zelzele, her harâb,
Bir nûr-ı hidâyet oldu bana,
Her tökezleyiş bir dirilişin esbâbı,
Her hüsran bir hikmet saklar gizlice.
Düştüm, elbet.
Lâkin ne düşmek ayıptır ne kalkmamak,
Asıl ayıp, düşüp kalmaktır.
Yeniden ayağa kalktım,
Çünkü her kayıp, bilirim, bir kazançtır.
Ne olacağımı düşündüm daima,
Gözüm, ufkun sonsuz mavisinde idi.
Çünkü hayat, bir hesâb-ı nefs değil,
Bir imtihan-ı ruhdur.
Musibetler birer muallim oldu,
Sevdim onları, sevdim.
Çünkü beni olgunlaştırdılar,
Kendimi kaybettim belki,
Ama vuslatla yeniden buldum.
Şimdi anladım:
Mühim olan, hal-i mazi değil,
Hâl-i istikbâl ve kasdedilen makâmdır.
Ve ben,
Her türlü hâl ve vakıada,
Her türlü fani fânâda,
Daima hâl-i hayr, hâl-i kemâl
Yolunda yürüyen bir dervişim.
Açıklama:
Serdengeçti: Hayatın zorluklarına atılan cesur yolcu
Nûr-ı hidâyet: Aydınlatan rehber ışık
Mazi, müstakbel: Geçmiş ve gelecek
İmtihan-ı ruh: Ruhun sınavı
Muallim: Öğretmen, hayatın öğretileri
Fani fânâ: Geçici yok oluş
Derviş: Manevi yolcu, olgun kişi
30.05.2025
HH
Kayıt Tarihi : 31.5.2025 01:10:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir mazinin hatırası
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!