Belki çok zamansız ama hayatımın sonbaharındayım. Artık benim çiçeklerim açmayacak varsa son yapraklarını dökecek. Bir umut beslemiyorum, eski duygularımı, hayallerimi tekrar yaşamak gibi. Artık açmayacak benim çiçeklerim. Bir kardelenim olmayacak hiç karakışımda. Evet, güzel olurdu, hoş olurdu...
Senden sonra gözlerinde eridiğim biri çıkmışken karşıma, senin kadar yanaşmışken sevda yerime, dokunmuşken gönlüm sesindeki ipeğe, titretmişken içerimi… Bak ki kaderin cilvesine, ikinci bahar olmazmış, eğer ki masal kahramanı değilsen. Ben bir bakışına sevdalandım, sen tüm sevdalarımı aldın benden. Sana bir baharımı verdim, sen tüm mevsimleri aldın benden. Bütün ömrüm karakış oldu. Tamam, hiç pişman olmadım, gerçekten hiç tanımasaydım seni demedim, diyemedim. Sadece yaşanmamışlıklar bıraktın bana. Dünya duvarlarını yıkarken sen, duvarlar ördün duygularıma. Hislerimi mahkûm ettin, sürgün gönlünün dar sokaklarında. Nemli gözlerinde yitik ettin sevdamı. Hicranları bıraktın bana, bir gönül ahı kaldı senden…
Gündüzü gri, şafağı kan kırmızı, gecesi gözyaşı yağan ve sabahı hicran çiselerinde açan günler bıraktın bana. Yaşanmayacak aşklarım oldu sayende. Taşınmayacak kadar günahlarım birikti takvim yapraklarında. Her sevdiğim gözde bir giz gibi çıktın ortaya. Kısacık anlarda yaşanan hatıraların doldurdu bütün ömrümü. Dakikalarını sığdıramadım hala yıllara. Bir mıh gibi bıraktın sevda yerimde ipek bakışlarını.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta