Lise yıllarında bir garip kemancı tanıdım yaşlı ve fakir
Okul bahçesinde tanıştık gizemli fakir ama mağrur
Eski kırık dökük kemanıyla en güzel şarkıları çalarken
Bir taraftan ağlıyordu gözyaşları ırmak olup akarken
Neden bu kadar dokunaklıydı çaldığı şarkılar
Niçin ağlıyordu kemandan çıkan her melodiyle beraber
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim