öyle bir sükut ki
bazen harfsiz
bazen tek heceli bir sözcük
bendeki derin sırların sesi
vaktin asra denk olduğu demlerde
hüzünler soluyorum tek mevsimlik
sıtmalar bulaşmış ciğerime
üşüyorum…
yollarında dikenler batıyor ayaklarıma
sancılar iniyor
yüreğimin en zifiri kuytusuna
asude bir rüyaya dalmış gibiyim
bambaşka duygular pençesindeyim
sürükleniyorum meçhul bir fırtınaya doğru
ne zamandan beri deler durur sinemi
ona yaklaşma tutkusu
ona yaklaşma arzusu
gecenin ayak tıkırtısını duyuyorum
mumyalar dikiliyor karşıma yalın ayak
hayal görüyorum
gözümün önünde kocaman ışıklı hayaller
her seferle kapanıyor aradaki mesafeler
umutların değdiği her şeyde o
bir üzüm letafetinde dudaklara dokunuyor
bir incir lezzetinde damağı okşuyor
bir gül yumuşaklığında avucuma düşüyor
hislerin kılcal damarlarda yayılmasına benzer
her şey içi içe sımsıcak
her şey ayan
her şey beyan
niceler kül olmuş yanmış
sinemin sonsuz derinliğinde
her meyi aşk
her yudumu sarhoşluk
her vaktinde ayyaşım
ves-selam
onsuz geçen zamanın kazası yok
inmiş bütün duygular kızılın denizine
en beter yangınlar ciğerime temas halinde
gözlerim ılık buğulara gark olmuş
bütün taşları oynuyor kaldırımların
bütün taşlar yerine oturuyor
rüzgar estikçe sallanıyor dalları erik ağacının
kapılar açılıyor bir bir
saatin dört sesi
bir fecir randevusu şimdi
yürüyüş halindeyim
menzilim ona doğru
son kez öpülüyor ıslak yanaklar
son kere nefesler nefeslere vuruyor
son defa birlikte çarpıyor kalpler
en son buruk bir elvedayla uğurlanıyorum geceden
redfer
İlyas KaplanKayıt Tarihi : 30.7.2018 20:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!