I.
Acaba şu cambazdan tekmil mi alıyordu?
Her işten sıvışmayı meziyet sanıyordu.
Mevsimler değişse de, bahaneleri hazır
Harmana kar yağarken, devleti kınıyordu.
Perakende sevdalar erkenden yıpratmıştı
Esvabını düzeltip dişlerini yaptırdı.
İşveli gavur kızı çizgisinden saptırdı
Afili hayallerin peşinde koşuyordu.
Ceviz altı parkında tedricen buluşurdu
Gözleri konuşurken, elleri boş durur mu?
Göğsünü, gerdanını, dövizlerle doldurdu
Savuştu kayıp semte, karda iz bırakmadan.
Neyse ki arazide ekipler rastlamıştı
Yavuklusu firari, iplere sarılmıştı.
Fırtınada zeplinden, taşlı zemine düşmüş
Brüt kemik adedi, ikiye katlanmıştı.
İmam efendi diyor, cinler çarpmış gafili
Dini bütün olanlar, okuyup, üflemeli.
Nöbetçi tabip diyor, alçıya koyduk şefi
Biçmeyin kefenini. son nefesi çıkmadan.
II.
Hususi odasında, kuş sütüyle beslendi
Kırk dikiş, dokuz ayda, biraz kendine geldi.
Başucunda civarın muhannet figürleri
İzahat toplamışlar, kulağı kesiklerden.
Kısa, öz geçmişini poşetlere yazdılar
Renkli posterleriyle duvarlara astılar.
Yanlış frekansların ayarı verilse de
Esas muhalifleri zoraki susturdular
Rivayet ki şu velet, mafyayı batırmış.
Haracı, ganimeti tahsiline yatırmış.
Gavurun mektebini iftiharla bitirmiş
Zinhar şüphe edilmez, ilminden, irfanından.
III:
Meydanlara ''muhterem'' megafonla seslendi:
Müjde, aziz dostlarım, kurduk ofisimizi!
Okuyup, mühürledik, icraat listemizi.
Beraber kalkacağız, bunca yükün altından.
İlk mektep kapanmıştır, yükseği açılacak
Civarın ahalisi bedava ders alacak.
Ehil kurnazlar değil, uzmanlar yetişecek
Hesabı sorulacak, HES’i çıkaranlardan.
Muhtelif yöntemlerle kredi bulacağız
Çaylara, derelere barajlar kuracağız.
Allı pullu levrekler dolduracak ağları
Bereket fışkırarak bu kadim topraklardan.
IV.
Soysuzlar işitmez mi, vicdanının sesini?
Haram ile, hileyle, doldurmuş heybesini.
Puslu bir gece vakti, kaybettirmiş izini
Kim bilir nerde koşar, şeytanın arkasından?
Kayıt Tarihi : 15.8.2016 16:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)