/bir gün kapım açılır ve içeri siz girerdiniz/
sizinle beraber bir de tarifi zor, merhaba girerdi ki içeri
yüreğim şenliği saklı çocukluk olurdu, bayram günlerinin.
hoş geldiniz derdim susarak, ama siz duyardınız sesimi
ve bana en yakışan rengini seçerdiniz, giyeceğim elbisenin.
o kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer…
belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine derince bakmasalardı eğer…
Devamını Oku
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer…
belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine derince bakmasalardı eğer…
Kimden : Ali Özen 2 (Bay, 53)
Kime : uzungemici / cevat çeştepe
Tarih : 28.02.2012 23:34 (GMT +2:00)
Konu : Yn: [evrensel-sanatc..] BİR DUVARIN HATIRA DEFTERİ - yeni şiir
•
Ben iyi şiir yazamam, üstelik şair bile sayılmam. Ancak iyi şiirden, iyi şairden çok iyi anlarım. Bu bağlamda CEVAT ÇEŞTEPE'nin de çok iyi bir şair olduğunu söyleyebilirim.
O, Türkçeyi o denli ustalıkla kullanıyor ki, onu kutlamamak elde değil.
Dizeleri çoğunlukla çok uzun, ama siz bunları bir su gibi okuyorsunuz. ONUN ŞİİR PINARINDAN KANA KANA SU İÇİYORSUNUZ ve bu sizi doyurmuyor.
'/bir gün kapım açılır ve içeri siz girerdiniz/
sizinle beraber bir de tarifi zor, merhaba girerdi ki içeri
yüreğim şenliği saklı çocukluk olurdu, bayram günlerinin.
hoş geldiniz derdim susarak, ama siz duyardınız sesimi
ve bana en yakışan rengini seçerdiniz, giyeceğim elbisenin. '
Bir insanın gelişi bundan daha güzel anlatılabilinir mi? Şiir size insan sıcaklığını ve duyarlılığını da getiriyor. İnsanın içeriye girdiğinde bıraktığı izlenim sizi de sarıp sarmalıyor.
Cevat Bey’in anlatımı ne kadar özgün. İçten ve doğal.
Kolayca söylenildiği sanılan aslında söylenilişi daha doğrusu bulunuşu zekaya, yaratıcılığa dayanan sözler vardır. Edebiyatımızda buna
SEHL-İ MÜMTENİ, SANATI denir. Söylenmesi kolay göründüğü halde, benzerinin yazılması veya söylenmesi çok güç olan sözlere ya da yazılardır bunlar. Örneğin YUNUS EMRE.
“Ete kemiğe büründüm
Yunus diye göründüm.” Derken sehl-i mümteni sanatı yapmaktadır. Orhan Veli Kanık’ın çoğu şiiri de buna örnektir. CEVAT ÇETEPE’nin şiirlerinde genellikle dizeler çok uzun. Bu nedenle kolayca söylenmiş görünmüyor. Ancak o, Türkçeyi o denli ustalıkla kullanıyor ki, bana nedense sehl-i mümteni sanatını anımsatıyor.
Bir beyitte ya da dörtlükte aynı ünlünün çok tekrarlanmasından oluşan ses ahengine asonans sanatı, aynı ünsüzün çok tekrarlanmasından oluşan ses ahengine de aliterasyon sanatı denir.
Daha ilk bölümde 30 tane “i” sesi kullanılmış. Asonans sanatına çok iyi bir örnek oluşturmuş. “R” sesi 20 kez, ”z, sesi 5 kez kullanılarak aliterasyon sanatı yapılmış.
“/bir içeri siz girerdiniz/
sizinle bir tarifi girerdi ki içeri
yüreğim şenliği, günlerinin. geldiniz derdim siz sesimi
rengini seçerdiniz, giyeceğim elbisenin. '
Şiirin sesleri arasında öyle güzel bir uyum var ki, onun ustalığıuna şapka çıkarmadan edemiyorsunuz.
Hani bir şarkı vardı, kibar İstanbul beyefendisinin dudaklarından dökülürcesine:
' Bir bahar akşamı rastladım size, daha önceleri neredeydiniz?...' tadında, sizli bizli bir şiir. Çoook eskilere alıp götürdü beni. Kutlarım sn. Çeştepe.Çok zarifti...
Anılarda kalan en güzel görüntü,sevilenin.sevgi dolu görüntüsüdür nedense. Halbukı okadar yaşanmışlıklar.sevinçler,üzüntüler vardır.nedense hepsi silinir.ön planda içten gülen bir çift göz kalır.
Kutluyorum. Yine güzel,insanı çeken bir şiirdi.
Kaleminiz hep çağlasın...
Çok yoğun bir içerik umut sevinç ve çaresizlik iç içe.Çok güzel şiiriniz.Selamlar,saygılar.
Paylaşılmamış duyguların özlemlerini okudum, yürekde doyumsuzca yaşanan ve hiç bir çerçeveye sığmayacak güzellikteki sevgili , hep aslından güzeldir .....kaleme saygıyla +10
günlerin döküntüsü defterin kilidi açılınca
kutlarım
namık cem
Bir Duvarın Hatıra Defteri'nden bu özel sayfayı okuma olanağı buldum.Cahit KÜLEBİ'yi;O'nun İçi Sevda Dolu Yolculuk adlı kitabındaki düzyazıları anımsadım.Sanıyorum ''Solgun Resimler' adlı bölümüydü beni en çok etkileyen.Şair,çocukluğunu yaşadığı yerlerden geçerek gelirken imgelerle dolu gözlemlerini de yüklemişti yazısına.Çizdiği portreler vardı.Onlarla ilintili olarak :
''Kimini sevdiğim,kimini sevmediğim,hatta kimine karşı ise bu duygulardan hiçbirini beslemediğim birtakım kişilerin portrelerini çizmeye çalışmıştım...'' diyordu.
Sayın ÇEŞTEPE'nin bu değerli yapıtında da geçmiş/şimdi arasında yapılan yolculuklar vardı.İçselleştirmeler,çözümlemeler güçlüydü.Finalde :
''……şimdi göğsümde boş bir çerçeve
günlüğümdeki resminizi yerleştirsem onun içine,
o bile tutamaz bilirim, sizin yerinizi.''
dizeleri çok net algıların söylemiydi.
Bu güzel üretisinden dolayı Sayın ÇEŞTEPE'yi kutluyorum.
Erdemle.
…şimdi göğsümde boş bir çerçeve
günlüğümdeki resminizi yerleştirsem onun içine,
o bile tutamaz bilirim, sizin yerinizi.yine çok güzel dizeler hocam..güçlü kaleminizi yorum yapmak zor..saygılar
duygularınızın konuşmalarını hep hayranlıkla izledim
harman harman duygular
dumanların renkleri farklı
birbirine değip
dumanlarının rengini bozmayan
bir yangın
yürek
çizsem
yazsam
yetmez
sezinle yaşadığım
yaşattıklarım
diyor
Sevgili Şairimiz
Sevgi ve saygımla
su gibi berrak akan harika bir siirdi...cok cok begendim..yüreginize saglik..tebrikler
Bu şiir ile ilgili 102 tane yorum bulunmakta