Bir Düşüş Öyküsü Şiiri - Mustafa Sevil

Bir düş gördüm sandım koyusunda sessiz gecenin
Bir düşüş öyküsü duydum, fısıltısında eski meşenin
Kurak asırların izleri, kabuğunda bir dünya sahnesi
Savruk dallarında gördüğüm, avucumda yaşam çizgisi

Bir düşüş öyküsüydü duyduğum, yaşlı meşe ağacından
Rüzgardan ödünç sesiyle, fısıltılarda geçmişi yaşatan
Dinledim, neydi bir koca ağacı içten içe böyle çürüten
Dinledim, neydi kurak asırlardan da arsız kemirgen

Alışmıştım dedi, alışmıştım yalnızlıkla geçen günlere
Sıcağa, soğuğa, susuzluğa ya da toprağın kaprislerine
Şöyle böyle akıyordu zaman, değişirken dünya çevremde
Şöyle böyle yaşıyordum, yüreğimde derin bir sükunetle

Bir yükseliş hevesinde unutmuştum oysa neydi yaşamak
Nasıl da kolaydı, göğe uzanırken karanlığa kök salmak
Kayıp geliyor şimdi onca saatin uğraşı, boş bir oyalanış
Sevemediğim şu soluk gerçeklikten, çaresizce bir kaçış

Bir gün yolunu kaybetmiş bir nehirle kesişti yollarımız
Bilmiyorduk o zaman ama değişti o gün hayatlarımız
Yoluna çıkan her şeyi yıkmış, oysa bir kaçış arayışında
Kimse görmemiş ama, gözyaşları saklıydı çağlayışında

Biliyordum dedi, tanımıştım ilk gördüğümde yıkımımı
Yine de sevdim onu, izledim sarmasını dört bir yanımı
Unutmuştu toprağım, dallarım bir suyun dokunuşunu
Bir düş sandı yüreğim, gördüğü en korkunç kabusunu

Bir düşüş öyküsüydü bu, bütün düşüşler mutlu başlar
En güzel zamanlarıydı yaşlı meşenin, en hoş hatıralar
Bitivermişti bir gün bu mutluluk, bir mevsim geçişinde
Yemyeşil o nehrin, geldiği gibi bir anda gidiverişinde

Doğasıdır akıp gitmek, kim kızabilir ona bunun için
Ne kaçanları suçludur, ne de kalanları böyle gidişlerin
Gün gün çürüdü meşe, kırgındı suyun her damlasına
Uzaklaştıkça tükendi nehir, çaresizdi gitgide azalışına

Aynı değildi artık, ne masmavi gökyüzü ne de yıldızlar
Varsa yoksa geçmişin izleri, varsa yoksa tatlı anılar
Katlanılmaz oldu susuzluk, sıcak, soğuk, kaprisler
Katlanılmaz oldu geçmek bilmeyen o sessiz saatler

Anlattıkça birleşti öykülerimiz, birdi bizi yaralayan
Bir düşüş öyküsünü paylaşmıştık, tekrarı olmayan
Bir düş gördüm sandım koyusunda şu kara gecenin
Bir şiir, bir de urgan, acım dindi dalında eski meşenin