Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde etrafı, başı dumanla çevrili Tanrı’ya adamış dağlarla çevrili bir ülkede koca bir deniz varmış. Hırçın mı hırçın, dalgalı mı dalgalı. Etrafında her daim bembeyaz köpükler dolu o kadar mutsuz ve bir o kadar da kırgınmış ki deniz, yaşadığı onca fırtınalara, boranlara, kızgın güneşe hep deli dalgalı, hep medcezirmiş.
İnsanoğlu ağlar üzülünce. Hıncını, acısını, göz yaşıyla anlatır. İçindeki su yaş olur, dökülür göz pınarlarından. İnsanlar bilmez ama denizler tam tersiymiş. Bizim denizde de diğer, deryalar, ummanlar gibi her kırgınlığında, hüznünde suyun içine akıtırmış. Gel zaman git zaman gün olmuş, devran dönmüş bizim deli dalgalı, medcezirli hırçın deniz daha fazla dayanamamış kurumuş, gitmiş. Suyu çekilmiş koskoca bir çöle dönmüş. Artık ne bir canlı yaşayabilirmiş içinde ne o masmavi güzelliğinden eser kalmış…
Gel zaman git zaman tek başına melül mahzun yapayalnız yaşamış. Ne yarenlik edecek bir dost, ne ona yakamozlar hediye edecek ay ışığı varmış. Öylesine mutsuz, öylesine yalnızmış ki bizim deniz, sadece yanına bir an bile olsun uğrayacak birinin hasretiyle yaşarmış. Kurak da olsa çöller, onlarında bir gönlü varmış.
Günler, aylar, yıllar sonra yine büyük bir tufan, ardından şakırdayan bir yağmurla uyanmış deniz. Bir an bağrında bir kıpırtı, bir sıcaklık, oynayan bir şey hissetmiş. Uzun zamandan sonra hortumla taşınan, yağmurla ona yolu varan güzel küçük balığı görmüş. Önce çok sevinmiş, “İşte! Demiş. Sonunda yalnızlığımın ilacı, gönlümün yoldaşı bir balık! ” Ama düşününce tüm mutluluğu da kaybolmuş. “Balıklar demiş. Çölde yaşayamaz ki! Benim yanımda ölür, kavrulur, yanar, kül olur. Bu ona haksızlık olur.” Kendim için balığıma “ Kal.” Demek ona zulüm olur. Günlerce üzülmekten, balığa “Git.” Demekten başka bir şey yapamamış. Balık debelenince denizin çöllenmiş sinesinde bir mucize olmuş. Onun her hareketinde toprağın içine çekilmiş suları denizin yeniden hayat bulmuş. Ve bir gün tüm görkemiyle, tüm güzelliğiyle, yeniden derya olmuş, umman olmuş bizim çölleşen deniz.
Kapıya koşuyorum
Gelen sen misin diye
Bir siyah saç görmeyeyim
Yüreğim burkuluyor
Ağlamaklı oluyorum