Tüberküloz henüz inmişti bir ayet gibi dimdik
Aldık kabul ettik bağrımıza bastık
Midye gibi inatçı, kırmızı kadar renkli
Fabrikaların yok yok hastanelerin
Nereden baksan iki metrelik camekanlarını
Macun gibiydik dörde bölen ve bir arada tutan
En az iki kişilik odaların yok yok yatakhanelerin.
Hah haaa! Diye ses çıkarırdık giyinmeden
Hayret gözlerle ağlamadan hemen önce
Bir liman kurgulardık bu ülke kadar geniş
Bu tekir kedi mi yoksa balık sonra
Tutunduğumuz ne varsa bırakmanın terli eli
Gibi gerekliydi iki at koşumu biri beyaz
Diğeri susuzlukla uluslaşmış biraz da kirli.
Siyah beyaz gibi net, renkler kadar telaşlı
Balıkçı tekneleri basardı omuzlarımızı
Bu minimal dua bu sempatik karınca
Bu ağarmış gömlek mi yoksa bu kimya
Yok yok yağmura kuru bir Şems
Tutsaydı elimizden keşke kaçırmadan elimizi.
Kayıt Tarihi : 24.7.2013 23:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bakırköy Akıl Hastanesi
Balıkçı tekneleri basardı omuzlarımızı
Bu epigraf mesela fuzuliden midir bilmiyorum.
Ama şiirin yazarak veya okuyarak akıntısına kapıldığınızda algınızın olağanüstüleştiğine ve her katı, sert, semsert tezahürün, hadi gerçekliğin diyelim dışına çıkabildiğinize dair enfes bir söz..
Şiir bir sekr,bir başdönmesi, bir sarhoşluk hali atmosferi ile daha bir şiir oluyor..
Daha çapraşık ve üst bir konum ve hatta yengeçsi yanal yanal kımıldanışlarla akıla,,akılla meydan okumanın hâli
öneceki kesin ve keskin bilgileri tırı vırı görebilen, o bilgilerle tuzak kuran, takla attıran, öğüten ıslatıp hamurlaştıran ve dili eski sözlük anlamlarının dışında daha bir üst anlama aktarmaya çalışan berduş bir dil hali şiir..
üst anlam...üstün anlam.İddialı bir tanımlama....esrarın örtüsünü açmaya çalışan esrarengiz dil şiir..
içimizde gafletin oluşturduğu sıradanlığın durgun denizini şiirin üfleyişiyle karanlık ve dalgalı hale getirmek..alacakaranlıkta anlam balığının, balinasını zıpkınlamak bu dalgalı denizde...şiir böyle bir şey mi Yahu..niçin olmasın ki
bakırköy akıl hastanesi hastalarından epigraf derlediği bir
makalesini okumuştum yıllar önce Profesör doktor ayhan songarın
bir alıntı cümle şu şekilde geçiyordu o makalede
Dedem, Teşvikiyede uyurken saatinin kösteği Halice sarkıyor demişti bir Bakırköy akıl sağlıklısı
Fikirtepe uyur iken İdealtepeye kar yağıyor demişti bir başkası..
Ayazağa mesela.... Şiirlerin yazılacağı en iyi ortam mıdır diye geçti aklımdan benim de bu satırları karalarken..
Tutunduğumuz ne varsa bırakmanın terli eli
Yok canım, daha neler.....imamın kayığını mı tasvir ediyor acep burada şair..Sesindeki salınım, insan denizinin üstünde dalgalanan o kayığı canlandırıyor sanki..
Gibi şeyler
Saygılar, sevgiler,selamlar şaire..
sevgili Baha..senin şiirlerini okurken,çekirge oluyor aklım...:))yani ayrı bir zevktir bu bence..bu da onlardan biriydi..kalemine sağlık..kutluyorum selam ile...
TÜM YORUMLAR (3)