Yaldızlı perçemini aralarken sahici bir el
Geçmişin tozlu sofrasına bir kanat uzandı
Bitap düşmüş bir çehre sulara yansıdı
Güneşin batıdan doğruduğu günlerle sıralanan
Mahşerin karanlık yükünü heybesiyle sırtlamış
Koyu bir duvardaydı vakti
Atmaları vaveylâlarla uzardı
Boğuk ve keskin sesi
Yalnızlık üfürürdü pervaneleri
Geride kalmıştı aralıktan
Bir başına
Batıyordu ulaşamadığı aralıktan
Bir başına
Sessiz bir ölüm tesir ediyordu aralıktan
Bir başına
Kanı çekiliyordu varamadığı aralıktan
Bir başına
Geceyi çağırıyordu her günün peşinden yalnızlığına
Avuç avuç sessizlik serpiliyordu
Varamadığım aralıktan
Bulamadığım aralıktan
Yorgun bir kısrak kişnedi yine geceden
Yalnızlığı yüzüme vururcasına
Soğuk bir meç yaslandı tenime
Gökten bir ışık indi göğsüme
Bir ad işlendi
Tam alnımın orta yerine
Zarifçe
...
Kaderim gün dönümüne vardı o an
Hücrelerime sen hışımla dolarken
Yüreğinden ruhuma adın nakşedilirken
Bedenim sevdanın tesirine bürünürken
İliklerim aşkınla dolarken
Buram buram sahici bir aşk başlarken
...
(1 cumartesi gecesinin
Aralığında)
Kayıt Tarihi : 17.12.2019 02:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!