sevda büyüdükçe
boy atıyor ayrılıklar
kıyamette dünya sürekli
dökülüyor makyajı ince ince
zamanın paslı ucu dokunuyor tenlere
her an bir kuyuya itiliyor insan
hasret meyveleri ağlıyor dal uçlarında
kalbin her kasılmasında
biraz daha uzağa düşüyor dünya
dağılıyor meclisler
tükeniyor lezzetler
kirpik uçlarını yakıyor zevalin yangınları
güze dönüyor baharlar
saat gibi şu dünya
ve insan,
duruyor hep böyle kalacakmış gibi
içinde milyonlarca çark sürekli titriyor
toprak oluyor şehirlerin taşları
gelip gidiyor insanları
altı üstüne geliyor alemin
karılıyor kalbi toprağın
sürekli ve sessiz zelzelelerin avucundan
kum gibi dökülüyoruz
sakin ve saydam depremler
tozarıyor parmak uçlarımızda
neyi seviyorsak yanı başımızda
hep bir veda bekliyor bizi
neye düşkünsek
hep bir cefa geliyor ardından
yaslandıklarıyla avunanların
belki sonra diye diye oyalananların
çoğalttıkça var olacaklarını sananların
güvencelerinin dağılmasını
mahzun ve mahcup bir tebessümle seyrediyor olmalıyız
onların korkularını ve kaygılarını da
o sonsuz tebessümünün kıvrımlarında
eritmeyi istiyor olmalıyız
sema etmeden kıbleye dönük yüzlerimizi
tarumar ediyor kırık heyecanlar
yokluğa gömülü handemizin esrarından
bir bir siliniyor izler
içimizde tılsımın en hafisi
en sadık heceye bürünüyor keder
sancılı bir şuleyi dolanıyor imgeler
dudağımızda bir mavi şarkı tebessümü
mesken biliyor zarfın zarifliğini
eş anlamlı ayrılıklar
biraz da kader
üstünü harflerle örten şehirler tasarlıyoruz
korkuyor uyumaya dil ucumuzdaki mücevherler
bulutların safında hep bir inziva
hep ağlayacak gibi
kirpiğimizde hep bir damla asılı duruyor
tevekkül mutluluğu kalbimizi öpsün yine
buseleri kalsın inanmışlığın yüzümüzde
firuze bir bakışla kapanıp ellerine
kavuşmuş gibi doya doya sarılalım
üşüyen günlerimizi ısıtsın
yıkasın bütün gecelerimizin hevesini
dert duvarları üstümüze üstümüze gelirken
korku alevleri kalbimizi yakıp kavururken
sonsuz gölgelerin tarafına çağırıyor bizi
etrafımızı sarıp sarmalarken hüzünlerin kışı
kalplerimize zemheri soğuklarla vururken
o bizi yüz yüze bakacağımız
söz söze çoğalacağımız
göz göze kalacağımız
sarsıntısız sohbet odalarında bekliyor
buranın kalmaya değer olmadığını
buranın kimseyi doyurmadığını söyleyecek
buradan sonrasının olduğunu
bundan fazlasını istediğini fısıldayacak
kulaklarımıza
redfer
İlyas Kaplan
Kayıt Tarihi : 25.11.2024 11:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!