Melalimin burukluğunu yutkunmak zorunda kaldım.
Zorundaydım, çaresiz kaldım, edep için var olandım.
Yunus olamazdım, aşkın seyrinde sabırla kalamadım.
Bir bülbül, bir aşiyan, bir yaprak, bir damla olsaydım.
Cehdin içinde aşkın meşkiyle sabır için yoğrulsaydım.
Halime şeref ve onuru bahşeden efendimi anlasaydım.
Kahrın zilletinde nedametle niyaz için ellerimi açardım.
Hicranın tüm esintilerini ahirim için hazla soluklanırdım.
Hüzün yılları ki ne bugün nede yarın dinmeyecek halim.
Anlamak için ne çaba sarf ederim nafile olduğunu bilirim.
Öyle bir idrak ki, anlamaktan maada saldırmak keyfiyetim.
Hayrım kadar var olan şerrim olmasına rağmen şu melalim.
Hiddet ve nefretin zerk edildiği, mukallitliğin pikleştiği zaman…
Evrensel olan ve hâkimi mutlak bulunan en son mesajın
Koruyucusunun kim olduğu aşikârken mühletin seyrinde ki ahval!
Bu denli fütursuzluğa nasıl sessiz kalırdı ki yazı, şiir yazmak adına?
Bin canım feda olsun dini mübin için, zulmün defi için koşturanlara.
Elbette ki bu siteden istifa etmeme nedenim siz değerli dostlar içindi.
Bir alışkanlığın payesinden silkinmek içindi, neler değişecek ki sanki?
Hayatımın silinmeyen izlerinde yılların mücadele sirayeti elan demir aldı.
Sekülerle şen kimliğin, paganlık tahakkümü kulvarında ki alkış tempoları!
Bir zamanların ümmetlerini tarumar etti, mahzenlerde yaşamak taş çıkarttı.
Reddi miras nereye kadar hükmüne sürdürecek, mukallitlerin dinmez iştiyakı.
Artık kokmayan güllerin, ötmeyen bülbüllerin, kesilen çınar esintileriniz şevki!
Okyanusun derinliğinde ki bir basınç misali, monotonluğun hız kesmeyen hali!
Damarlarımda ki mevcut kanın işlevinde bir problem yaşanacağı aşikârdı sanki!
Kardeşim olan, bir nisa canı soluyan şekliyet karşısında metanetini konuşturan,
Bir paçavra muhayyilesiyle silkeleyip atan değerli kardeşim için aldığım karar azdı bile, bir makale marifetiyle hadlerini bildirmek adına yazacaktım fakat o vakit site içinde tarafsızlığını korumak adına yazan canları düşündüm.
Bu bakımdan sessizliğimin gölgesinde sabrederken, siz değerli dost ve kardeşlerim bulunan Vasfi, Taha, Tarık, Mehmet, İsa beyler...
Tekraren bir mağdurluğu yaşamalarına sebep olmak istemediğim ve bu nedenle isimlerini zikretmediğim hanımefendi kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum.
Cenabı Hak kendilerinden razı olsun niyazındayım.
Arkadaşlarıma teker teker cevap vermek yerine böyle genel bir cevap niteliğinde yazmamı mazur görürlerdir İnşaallah öyle temenni ediyorum.
Sevgi ve muhabbetle kalınız diyorum, bıkmış olanları sevindiriyorum.
Seven gönüllere özlemle muhabbetlerimi gönderiyorum ve kalbinizin sahibine emanet olunuz diyorum efendim.
Mustafa CilasunKayıt Tarihi : 1.12.2007 11:07:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mustafa Cilasun](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/12/01/bir-bilseniz-ki-ne-kadar-mutehassis-oldum.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!