Tan yerini ürperten bir ezan sesiyle başlarken bayram,
Yıkılmış köşkün terkedilmiş bahçesinde yalnız bir ağaç;
Yaprakları dökülmüş,
Boynu bükülmüş...
Kökü, bağlamış toprağa,
Ayağındaki prangadır bir küçük günahı;
O, hücre hapsine mahkûm
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Ağaçlar ve insanlar...
Hele 'Çınarlar...'
Yıllara, kışlara, fırtınalara direnip, bir bahar umuduyla hep ayakta kalanlar...
İşte onlardır, 'aşkı, sevdayı kılcal damarlarına kadar hissedip', yaşayıp yaşatanlar...
Ve ne yazık ki çoğu kez 'yalnız kalırlar...'
Kendi kalabalıkları ile yetinmeyi bilirler, 'kökleri sağlam' aşklar tutar onları, eğilip bükülmeden...
Çok güzeldi Abi... Tebrik ve hayranlıkla...
Bayramlar bizlere coşkuyla geliyor aslında bizler hüzünlüyüz çünkü ailemizde kayıplarımız var,yaş aldıkça yalnızlaşıyoruz dolayısıyla bayramlarda daha bir özlemler içindeyiz..
Sn:Beşkese içtenlikle kutluyorum efendim,ayrıca Kurban Bayramınız da kutlu olsun,ailenizle sağlıklı mutlu huzurlu nice bayramlara,daimi saygımla...
Ağaçlar, insanlar gibidir, dertleri bitmez,
Kaderlerini çizmeye, güçleri yetmez.
Yıllarca bülbüller şakımış dallarında,
Bu bayram, garip bir karga bile ötmez...
sevgili hocam ağaçlaarda insnlar gibidir bir kat ga biel ötmezse dalında o ağaçiçinde bayram bayram olmaktan çıkar insnlada kapusu çalınmzsa elleir öopülmezse bayramın tadımı olur kutlarım bu bayram gününde yaşnızlığı haykırann şiirniz ve sizi
=================
Ne fırtınanın ne yağmurların gücü yetmez o koca çınarı yıkmaya... yeter ki dallarındaki yeşiller solmasın... yeter ki gövdesi çığ altında kalmasın... O yine bu bayramda dallarında kuşları misafir edecektir...
Kimsesiz kalmasın insanlar.. Bayram sabahı mutlaka kapıyı çalacaklar eş dostlar...
Bayram arifesinde bu şiir vesile olsun bana da...
Nice bayram sevinçlerini yaşayın sevdiklerinizle birlikte...
Saygımla sevgimle..
Müthiş bir şiir. Bir bayram sabahında, ziyaretçisi olmayan bir yaşlı insan ancak bu kadar güzel özdeşleştrilebilir şiirdeki yaşlı ağaçla...Biraz öykü, biraz öğüt ve çokça ,alınası ders... Zeytin ağaçlarına benzettim şiirdeki ağacı. Gövdesi oyulup içi boşalsa da o hala meyve vermeye devam eder. üstelik her hasat mevsimi iyice hırpalandığı halde....
Kutluyorum şiiri ve sizi saygımla değerli üstadım ...
Hoş bir bayram armağanı sundunuz bize. Sağ olunuz...
Tabiattaki ağacı ve ağaca sinen derin yalnızlığı anlatan değerli kalemi kutlarım. Hayırlı bayramlar.
Günümüzde bayramlar yazık ki tatil anlamı taşır oldu gençler için...
Bizler de mi yalnız birer ağaca dönüşeceğiz:(
Beni de duygulandırdınız Ünal Üstadım...
Kadir Tozlu
Bu çok güzel şiirinizi ve kaleminizi kutluyorum muhterem Ünal dost
Farkli farkli yerlerde, farkli farkli agaclar, paylasilamaz denen yalnizligi paylasabiliyor galiba.....
Mükemmel dizelerinizi kutluyorum tam puanimla saygilar sair yüreginize...
KALEMİNİZİ YÜREKTEN KUTLUYORUM
SAYGI VE SELAMLARIMLA..
Bu şiir ile ilgili 45 tane yorum bulunmakta