Bir Bayram Böyle Geçti...

Saat gece yarısını gösterirken
Acıyla kıvrandı yatağında,
Uyku tutmuyordu.
Yanını değiştirdi,
Romatizmalarını unutmuştu,
Of demiyordu..
Ahh.. diye inledi.
Koskoca bir gün geçmişti,
Bir Bayram günü...
Gözü yollarda beklemişti.
Bir haber.. bir selam...
Gelmeyecekti, biliyordu.
Bir umut,
İçinde sulayıp büyüttüğü.
Dış kapı her açıldığında,
Tanıdık simalardı gördüğü.
Ciğeri yanıyordu..
Ciğerparesi! yanıyordu...
Umutları yanıyordu..
Duvardaki eski saat
Gece yarısını vururken,
Vuran sanki saat değil,
İnen her tokmak
Umutlarını vuruyordu...

Ama olsun,
Bu gün değilse yarın,
Mutlak gelecek,
Herkes gibi Bayramı yaşayacaktı.
Doldu...
Dolu, dolu oldu..
Kara bulutlar bir perde gibi.
Gözlerinde yağmuru yaşadı..
Yastığına düşen damla..
Umutları can çekişirken,
Yorgun uzanmıştı yatağına.
İkinci gün de tükenmişti..
Tükenen gün değil,
Gün boyu yeşerttiği
Umutlarıydı...
Bir haber beklemişti her gelenden,
Ciğerparesinden!
Akşamın alaca rengi
Şehri kızıla boyarken,
Lambalar bir bir yanıyor,
Işıklar hüznü boğarken,
Umutlar bir bir sönüyordu.

Beklemek...
Aaah.. Beklemek...
Çetin bir savaş!
Acıyla kıvrandı yatağında.
Uyku tutmuyordu.
Yanını tekrar değiştirdi.
Yastığın bir yanı
Ve duyguları
Ipıslak,
Unutulmak, aranmamak kadar
Ipıslak yaşamak...
Yaşamak buysa...

Ciğerparesini! Kırmıştı,
İncitmişti yüreğini..
Pırıltılı umutları bu yüzdendi,
Gün boyu titreşti durdu.
Ama işte..
Yine gün tükenmişti.
Bugün de tükenmişti..
Koskoca üç gün tükenmişti..
Amansız bekleyiş tükenmişti..
Umutlar tükenmiş,
Ciğerpare! Tükenmiş..
Tükenmiş...
Ve tükenmişti...
Böylece kaç saat geçti..
Kim bilir? .
Gözkapakları ağırlaştı,
Hicran yorgunluğunu
Daha fazla taşıyamadı.
Acıyla inledi...
Firak ateşi yakıyordu.
Gecenin hoyrat karanlığı
Yerini, sabaha terk ederken,
Dudakları titriyordu...
Belli, belirsiz...
Umutları yarım,
Duası yarım.
Saniye.. Saniye..
Erimiş..
Tükenmiş..
İhtiyar bedeni
Uykuya yenik düşmüştü...

Garip