Bir Başka Pencere Şiiri - Şahbettin Uluat

Haydi kuşanalım çok boyutlu gözlüklerimizi,
İzleyelim,
Çarşı pazarda,
Evde, ocakta,
Daha önce görmediklerimizi.

Şu on yaşındaki bulaşıkçı çocuğun,
Yetim olduğunu görelim.
Kestanecinin polis,
Güzel giyimli patronun,
Acımasız bir işveren olduğunu görelim.

Liseli kızın,
Daha bu sabah dayak yediğini,
Gürültülü arabadaki gencin,
Baba parasıyla hava attığını görelim.

Fırın kapısında azarlanan kadının,
Altı babasız kız çocuğu olduğunu,
Elinde çantayla yürüyen yaşlı adamın
Üniversitede hoca,
İyi giyimli, sert bakışlı, kaba saba olanın da,
Merkez tuvaletçisi olduğunu görelim.

Bozuk hoparlörlerden
Bangır bangır caddeye yayılanın,
Müzik cd leri satan dükkancının doymaz hırsı,
Ya da,
Sağır kulağı olduğunu görelim.

Kasap dükkânını yıkadıktan sonra,
Caddeye akıtılan kirli, sabunlu suyun,
Birileri için temizlik olduğunu,
Bunları görmeyen zabıtanın,
Naylon zabıta olduğunu görelim.

Yabancı turistlerin,
Sahipsiz sokak kedilerine,
Boyacı çocuklara,
Hayretle baktığını görelim.

Şu arabadaki beyefendinin,
Pasaportlarına el koyduğu
Yabancı uyruklu kadınları pazarladığını,

Berberin akşamları musukî derneğine,
Terzinin parti toplantısına gittiğini,

Şu çelimsiz kızın,
Sarhoş üvey baba tacizine katlandığını,
Şu göbeklinin,
Rüşvetçinin teki olduğunu,

Saygın mimarın,
Sık sık parti değiştirdiğini,
Hep iktidarda kaldığını,
Bu sayede yolları da kullandığını görelim.

Sonra da çıkarıp çok boyutlu gözlüklerimizi,
Bu kargaşaya son verelim.

Derin bir soluk alalım.
Usulca,
Alıştığımız dünyaya dönelim.

26.01.2008 11.38