Bir Bak Bana ( 21.yy Şathiyesi)

Sırat köprüsün sen .
Sıhhat öpüşün senin
İstirahat her bakışın bana
Kabahat her sözüm sana
Sefahat bana
Yâ diyip nidâmı beklemezsin inşallah
Sitem günü.bugün
Bir bak bana !
Her yerin yerinden oynayışı
Bu sefer çok zor şiir seçtim sana....

Zülf-i divanım sana mı ait ?
İncecik sırat köprüsünün altında,
İncecik, talihsiz, tekinsiz, yorulmuş...
Dökülmesine izin vermedin saçlarımın,
Fakat ben...
Fakat ben,
Geçmek istemiyorum artık...
Umduğumu bulamadım.
Gölgesi ağır geldi diye değil...
Allah'ım ne yaptın?

İki bin on binlerce duyduğum ''Bu şehre neden geldin ? "sorusu...
Sırat'ımın suratım kadar zor çözülmesi benim
Tozlarla akan derya susuzluğumda,
Her kentin bir ayrılışı vardır.
Râb'la ayrıldık bugün,
Beni özleyecek biliyorum
Benim gibi bir kulun gelişi vardır,
Güneşin alışık olduğu, hatta dost olduğu sabahın gelişi...
Her dünyaya gelişin ne yazık ki gidişi vardır.
İstemiyorsun biliyorum ama,

Bir bak bana Allah'ım ne yaptın?

Ne yazık ki ben yumurtadan henüz yeni çıkmış balığım,
Yaz ayları kundaklandım,
Kıs ayları sandıklandım,
Beni korkularımla kökümden yaktılar
Ne yazık ki beni bir solucanla kandırdılar,
Kayalara gizlendim,
Göstermem yüzümü senden az bile saklandım.
Mutlaka her kul gibi önce senden suçlandım.
Sonu mutlak ölüme varacaksa,
Ne diye günahlarla boklandım?

Bir dağ ölümüydü ruhum .
Depremlerle yer bir olan,
Özenli bözenli bir çeyiz,
Düğünü yarım kalmış gelince,
İnce ince düşü bile kurulmayan bir umudum .
Alakası olmayan her şeydi ruhum ,
Benim ruhum...
Sadece benim mi ruhum ?

İpinceydim, belki daha rahat kazak olabilirdim.
Kapalıçarşı'da altın gibi bir damadın üstüne takılırdım,
Belki sonbaharda düşen yaprak,
Belki cürüyen bir elma olurdum.
Bir işçi süpürsün beni çok mu?
Ne de olsa Melendiz Toros'a göz kırpar günlerden bir gün .
En azından Adem yemezdi beni
Katır kütür,
Çok mu ?
Yemin ediyorum biliyordun .
Benim bu dünyanın dalgasını yiyeceğimi !

Hiç unutmam !
Bir pazartesi günü,önümde yapılar bile duramıyordu.
Ben yapılara karşı duruyordum...
Kimden olacak senden aldığım güç ile yaptım .
Her yanan pencereden bize selam verdiler.
Senin için almadım
Ben,
Senin için almadığım gibi
Dünyanın güneşle sevişmesini defalarca izledim,
Bu günaha ortak oldum defalarca ,
"Günaydın"dedim sevdiklerime.
Ne de güzel kandırdın beni ?

Hangi düğün hangi bayram ?
Bir bak bana !
Hangi ölüm hangi devran ?
Ben hiç alışamadım.
Çok utanıyorum...
Bir bak artık bana !
Ya al yanına
Ya da yaşanmamış say !