Bir ayağı gençlikte, bir ayağı devlette olan durumdur darbe. Bilmeliyiz! Bir kabuktur, kırılmalı! Ordunun belini bükerek, elleriyle mezarını kazan halktan da alkışlatanlar, yani onlar konuşacak yoksa. Konuşulmalı!
Ordu millettir, Millet ordu! Konuşma kültürüyle uygarlığı karakter kazandıran, düşünürken konuşan, konuşurken düşünen bilinç özeninde bu aşk ile de, ordu, peygamber ocağımızdır. Bilmeliyiz ki, bu kavga bizim değil! Bu kavga, kürt lakabını tasdikletecek olan kürtleri kukla etmek değil! Kürt dedikleri, Türk milletinin efendisi olan köylüsüdür! Var mı buna yüreğimiz?
Köylü, milletin efendisidir!
Din, ruhumun varlığıdır!
Devlet, özgür düşüncemdir!
Türkün doğuşudur düşünmek! Özgür düşünmeye kazanılan bağımsızlık, karakterimdir. Ruhumu bedenimde, bedenimi toprağın bağrındaki doğasında devlet yaşatırım bu yüzden.
Bu uygarlığı yaşatarak yaşayan millet olma yüceliğimiz bu yüzdendir. Ecdadımız, emanet koruyarak ve emanet bırakmaya bu özelliğin tadını dimağımıza, hissettirerek beş duyumuza, kazandırarak asilliği damarımızda akan kana dolan bu aşkla, emanet alıyorum vicdanını adillik kurdular, bunu borç taşıyoruz evlatlarımıza, borç yiğidin kamçısıdır bu yüzden, ödeyelim birlikte diye, birliğe bütünleşerek. Bu şeref, yüce Türk milleti karakteri olan bağımsızlığıdır! Bu şeref, yürekliği üstlenilen emeğin bilincidir!
Gençlerimize, bir belirsizlik taslanan sefillik değiliz! Zengin kültürü uygarlık taşıyan bu zenginlik Türk varlığımızdır.
Almanya, Fransa örneğin, kendi 68”ini yaşadı, her ülke gibi ve kendince. Simdi af çıkarmak istiyorlar. Doğaldır. Ancak, bebek katiline bir yöntem değildir. Bebek ve 12 yaş arası çocuk katillerine ölüm cezası uygulansın istiyorum. Bebeklerimin yasını tutmak istiyorum, yüreğim yoruluyor bu katilliğin yaşamda oluşlarından. Yeşillerden şu Roth hanım bir beyefendimizin ölümüne sevinmiyor, ama üzülmüyormuş da. Cennete giderseymiş, onun gibi güçlü kadınlar da orda olsunmuş. Saygı duyarım bu düşüncesine, vardır kendince bir nedeni. Ben de onun hesaplaşmasını bekledikten sonra karşısında duruyor olacağım, onunla hesaplaşmaya. Onun aksi olarak ben, yaşama titrek bir özenle tutunan yüreği sahiplendim. Besledikleri saldırı hüsranlarıyla Türkiyem”de hükümet oluşmaya sivrilen bir bedbahtlığın, ev soygunculuğuna (Mala, cana, ırza girilmez, evime girdiler, nereme girecekler daha) hukukçunun hukuku kullanması seyriyle. Her ülkede kusurlar bir etkidir ve tepki yarattığı ise gerçeği.
Eğer bir çatışma iflah olmuyor, ıslah olmuyorsa, göz kırpmadan darbe planlarım diyorsa yüreğim, bir toplum sorumluluğudur bu öncelik hakkıyla ve milletin mülkünü korumak, korunabileceği kadarıyla. Bir yangın da karşıt bir yangınla söndürülüyor ancak kimi talihsiz, şanssızlık hallerinde. Bugün, gençlerimizin siper edilmesini istemiyorum, dünde istemezdim (68”li, 78”li olaylarında gruplaşmayı asla ve asla takdir etmemis, katılmamıştım, bu yüzden istemezdim diyorum) . Bu, bizim ödevimiz, gençlerimiz dinleyecekler sadece. Gençlerimiz, ananın hazırlaması, ordunun tamamlaması için, güvencedeler, şefkat yüreklerle birlikteler!
Düşünüyorum. Kürt okulu, Türk okulu, ılımlı islam kılıflama okulu, Avrupa taraftarı, ABD karşıtı gibi soytarılıkları bir kültür değil, uygarlık hiç değil. Bir demokrasi salatası olur desem de, demokrasinin mutfağı yok, meclisi var. Düşünmeye, bağımsızlığı karakter taşıyan bir çocuk ruhuna özen makamıdır! Bu hassaslığa o soytarılık basitliğini formatlanmasın kimse!
Nisan 2008
Sevinç KavukKayıt Tarihi : 27.4.2008 00:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!