Bir Avuç Kül Şiiri - Fatma Avcı 2

Fatma Avcı 2
226

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Bir Avuç Kül

Her şey bir avuç külden ibaret. Önceden tasarlanmış kaçış hazırlıkları beni bekliyor. Yanı başımda görünmeyen bahçede rüzgârın örselediği ruhumun, isyan kokuları geliyor. Geçmişin gölgesinde görünmez oluyorum.

Geçmiş zamana karşı, yazdıklarımı kapatırken bir pencereyi kapatmanın rüzgârıyla üşüyorum. Hediye edilmiş günde parmak uçlarının nefesini arıyorum. Savunmasız bir kuş gibi avuçlarına geldim, sakın beni bırakma.

Kollarının arasındaki ten kokunun sarhoşluğu gibiydi bedenimi saran bahar kokusu. İçime çektiğim her nefeste benliğimi dolduruyordun.

Bütün bilinenleri silip yeniden yaşama tutunmaya çalışıyorum. Ayrıksı yaşamın yazgılarında, farklı noktalarda bulunmak bile birlikteliğe gölge düşürmüyor. Rüzgâr ters yönden esse bile ben hep sana savruluyorum.

Dikiş tutturduğum yaşam, köklerimin bulunduğu topraklar değil. Kış çatlağındaki duygusal zehrin derin muhasebesidir yüzümdeki çizgiler. Adının ardına gizlediğim göz suları, yanak yolunda ilerlerken yağmurun elleri kadar ağır. Geçmişin yükleriyle büyüyorum bağlandığım yaşam toprağıma.

Sonsuzluğa açılan geminin güvertesinde, kızıl gecelerime gizlenmiş, görünmeyen sessiz yağmurlar gibi kaygılarım. Gözlerim derin uçurumlarda her yeni güne kırmızının en isyankâr renginde yeniden diriliyor. Her alev sonrasında bir avuç kül olsam da.

Kovulduğum bir düşün eşiğinde kalmış gibiyim. Kendi kendini yutan kentin soğuk kaldırımlarında devrik cümleler gibi uzanmaktayım. Yüksek topukların seslerinde zemheride dolanan serseri martılar gibi dolanmakta umutlarım.

Ceplerimde hüzün şiirlerim ve ellerimde gün görmemiş umutlarımla acıyla bileylenmiş taşlar üzerinde yürüyorum. Huzurun unutulduğu geçmişimin köşe başında kendimle buluşuyorum.

Her fotoğrafın karesi yaşanan aşk cinayetlerinin faili meçhul olarak karşıma çıkıyor. Islak kaldırımlarda ihtiyar bir yalnızlıkla yürüyorum. Göz hizama koyduğum yüreğim çıkan fırtınayla savruluyor, ayarı bozuk aşkları göğsüne takmışların elinde.

Her yer dikenli tel ve kör mayınlarla kaplı, ben ise savunmasız umut zamanlarında beklediğim yolcunun tozlu gölgedeki silueti ile vurulmayı bekliyorum. Koşarken tutunduğum su uykularında kendi düşlerimde boğuluyorum.

Sesine benzeyen rüzgârlı gecelerdeki ayda seni görüyorum. Ellerim boynumda soru işareti temmuz ortasında bağ bozumunu yaşamaktayım. Düştüğüm bütün zamanlarda arta kalan derin boşluklarda.

Bakışlarını sakladığım kalbimin kasabasında anıların ağırlığı kadar olan umutlarımla yaşıyorum. Bir kulaç mesafedeki hayallerime ulaşmadan önce sorulacak sorularım var yitik zamanlara. Unutulmuş geçmişimin uzak ihtilal düşlerinde birkaç güzel anı kollarımdan tutup beni kaldırsa da.

Güneşe vurgun günlerde deniz kıyısında ölümü bekliyor duygularım. Katledilmiş duyguların saati kuruluyor. Şehir yazında havalanan kuşun kanadında dipsiz karanlığa saplanıyorum. Sana başlayan her yeni gün, birbirine değmeyen kalplerin akşamında hüznün dalgalı gölgeleri üzerime düşüyor.

Gittiğim yere götürebilirdim seni, hüzünlerim bu kadar kalabalık olmasaydı..

Fatma AVCI ………….01.04.2012

Fatma Avcı 2
Kayıt Tarihi : 1.4.2012 16:53:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Ayla Nirvana
    Ayla Nirvana

    Gittiğim yere götürebilirdim seni, hüzünlerim bu kadar kalabalık olmasaydı..

    Nasıl bu kadar güzel cümleleri dans ettirebiliyorsunuz bir arada.Pc yi bir türlü kapatamadım güzel yazılarınızı okumaktan.sayfanıza uğrayacağım tekrar.
    KUTLARIM

    Cevap Yaz
  • Yaşar Aydın
    Yaşar Aydın

    çok çok güzel bir paylaşımdı...duygular harika bir anlatımla dile getirilmiş...yüreğinize sağlık...tebrikler

    Cevap Yaz
  • Bülent Baysal
    Bülent Baysal

    Giden, yitirilmişliklerin ardından, bir gönülün hissettikleri, bir bedenin zaman içindeki yaşanmışlıkları ve yansımalarının güzel bir anlatımı.......kutlarım.....efendim,sevgi ve selamlarla.....ant...10

    Cevap Yaz
  • Seher Güral Ercan
    Seher Güral Ercan

    Yüreğinize sağlık...kutluyorum değerli kalemi.

    Cevap Yaz
  • Mustafa Yılmaz
    Mustafa Yılmaz

    Geçmişin rüzgarlarından kurtulamadan, gelecek rüzgârların harap edeceği topraklardaki savruluşlara bakıyoruz sanki.
    Belkisiz acı fırtınalarından sonra ise esecek rüzgârın vadideki hasarıydı belki de yaşamdan korktuğumuz...
    Ne olursa olsubdu artık geride kalanlar ki avuç avuç küllerimizdi savrulan rüzgârdaki esintilerin dağılmış hasretleriydi belki küllerimizin açığa çıkardığı...
    Hayat savrulmaların ardında bir hoş var oluş vadediyordu belki de ki anlamamız iç huzurumuz olacaktı...
    Mustafa Yılmaz
    ant+10

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (6)

Fatma Avcı 2