Bir avuç keneye neden teslim oluyoruz?

Mehmet Halil
1192

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Bir avuç keneye neden teslim oluyoruz?

Yüzde otuz civarında oyla mecliste çoğunluğu sağlayan ve bu çoğunluğu kullanarak bize kan kusturanlara karşı neden ''asıl çoğunluk biziz, biz 70 milyonuz! '' diye sesimizi yükseltemiyoruz? Biraz bu konulara girelim...

TÜSİAD, MÜSİAD, Sanayi Odaları, Ticaret Odaları, Bunlar hep işveren örgütlenmeleri...
İşlerini sessiz sedasız yürütüler. her istedikleri olur... Neden her istedikleri olur?
Çünkü, bildiğiniz gibi, seçilebilmek için büyük paralar gerekir. Bu para da ancak iş adamlarında, ve büyük ticaret erbaplarında vardır.
Adaylara kasalarını açarlar, onların seçilmelerini sağlarlar... Neden... Çünkü o seçilen vekiller artık onlara borçludur... Göreve başlayınca, bu borçlarını kat kat ödemek zorundadırlar... Bu borçlarını maaşlarından mı ödeyecekler? Hayır. Maaşları on milyarda olsa, 2-3 yıllık maaşları o borçlarını ödemeye yetmez. Zaten aday olabilmek için yüklü bir para ödemek zorundadırlar... Bir de seçimlerde propaganda masrafları...
Kim arkasında öyle güçlü bir destek olmadan böyle bir riski alabilir ve 300-400 bin lirayı (bu günün parsıyla) çöpe atar?
İşte midesinden kelepçelenen bu vekiller, seçildikten sonra, o iş adamlarının örgütlerinden gelen teklifleri bu borçlarına karşı, sessiz sedasız oylamak zorundadırlar...
Onun için mecliste kollar emme basma tulumba gibi çalışır... Onların partilerinde adayları bile kendi üyeleri belirleyemez. Aday listeleri o sermaye çevrelerinden geldiği için ön seçimsiz belirlenir adaylar... O kadar sıkı tutarlar işlerini...
Onun için meclise 200-300 bin oylarla zorla seçilen, bizim bağımsız vekillerimiz istenmez...
Onlar her şeye rağmen bu halka güvenmezler ve bu meclise gerçek temsilciler giriverir diye seçim barajlarıyla kendilerini garantiye alırlar. İnce hesaplar yaparak seçim bölgelerini ayırırlar…
Onlar için yasa vardır, hukuk yoktur… Halk bu ikisi arasındaki farkı bilemez…
Çünkü bizim seçtiklerimizin, kendi seçmeninden başka kimseye diyet borçları yoktur. Bizim aleyhimize ve o para babalarının lehine olan yasalara karşı çıktıkları ve onların demokratik olmayan faaliyetlerini açığa çıkardıkları için istenmezler...
Şimdiye kadar kaç vekil seçmeniyle birlikte tomoların hedefi olmuştur? 1965'te TİP'ten seçilen vekiller ve son dönem seçilen vekillerden başka...
1965-1970 arasında da 15 vekilimiz sık sık tartaklandı, meclis dışına atıldı. Bugün de vekillerimiz aynı şekilde aşağılanmaya çalışıyorlar… Çünkü onlar seçmenlerinin kanını emdirmemek için oradalar…
Diğerleri ise, korumalarla dolaşırlar, halkın arasına giremezler… Yanlarına bile yaklaşamazsınız...
Bizim seçtiklerimiz, sayıları çok az olduğu halde mecliste, bütün haksızlıkların üstüne cesaretle yürüyorlar...
Yürüyorlar ama sonuçta kalkan parmaklara yeniliyorlar... Medya bunları hiç gösterir mi? Kim dinler, kim bakar, beyaz biblo gibi güzel bacaklar, gül kurusu dudaklar varken, Sırrı Süreyya Önderin kıllı kara suratına?
Onların vekillerinin çok yeteneklileri de, yetenek deyince tabi ki, işverenleri savunma konusundaki yeteneklerinden bahsediyoruz. Onların şirketlerinde MURAHHAS AZA olarak görevlendirilir ve yüklü paralar alırlar...
İşte bir avuç insanın bizi idare etmesinin ardındaki sır bu... En önemlisi de bizim onlara olan 'güvenimiz'... Oylarımız...
Yani onlar güçlü oldukları için seçilmiyor, biz dağınık ve güçsüz olduğumuz için onlara bu fırsatı tanıyoruz.
Kısaca özetlersek, bir avuç insanın milyonlarca insanı yönetmesinin sırrı burada yatıyor. Biz de aynı şekilde örgütlenmiş olsak, önümüzde üç gün bile dayanamazlar... Dünyada bunun örnekleri de var...
Şimdi şöyle düşünün, kazanmak için bir ömür verdiğimiz, ücretlerinizi rastgele kullanıyor musunuz? Yoksa ince ince hesap yaparak ay sonuna kadar idare etmenin yollarını mı arıyorsunuz? O parayı iyi değerlendirebilmek için pazar pazar dolaşıyorsunuz...
Peki, neden, kendi geleceğimiz kadar çocuğumuzun, hatta torunumuzun geleceğine damgasını vuracak bu siyaset için zaman ayırmıyoruz? Kahvede bir tur okey bir saatten önce bitmez, neden günde bir saatimizi de kendimizin ve çocuklarımızın geleceğini emin ellere bırakmak için zaman ayırmıyoruz?
Bizi yönetenlerin iktidarları kendi güçlerinden değil, işte bizim bu kaygısızlığımızdan, bizim kayıtsızlığımızdan... Biz böyle birbirimizden habersiz tek tek yaşarken, kendimizi onlara köle olarak kendimiz sunuyoruz...
Onlar da bizi bu halde yakalayınca, daha fazla kanımızı emmenin yollarını arıyorlar... Bunun için yaşama hakkımıza bile utanmazca saldırıyorlar... Her yerde ezip geçiyorlar...
Bizim her türlü örgütlenmemize karşı kendileri önceden sahte örgütler kuruyorlar...
Esnaf odaları var, bu gün en fazla yoksullaşan kesim olan esnaflar kendi örgütlerinden korkuyor. Yoksulların zaten kaybedecek bir şeyi olmadığı için esnaflar diyorum... Yurt dışından gelen marketler zinciri onları hızla bitiriyor ama korkudan sesleri çıkmıyor... Esnaflar daha dükkanı açarken odaya üye olma mecburiyeti var... Sisteme karşı gelecek olsalar o dernekler odalar, böyle desteklenir mi?
Aynı şekilde 'emekli-sen'e karşı emekliler derneği var. Biri devlet tarafından desteklenirken, devlet diğerini kapatmak için uğraşıyor... İçinizde emekli sene üye kaç emekli var?
Bu direniş bunlara karşı bir başlangıçtır... Çözüm için daha çok insan buralarda toplanmalı ve örgütlenerek bunun sürekliliği sağlanmalıdır.
Bundan sonra yapmamız gereken bu olmalıdır. Saygılar

Mehmet Halil
Kayıt Tarihi : 1.8.2013 15:25:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mehmet Halil