Altın tepsilerle sundular önüne.
Elini bağladın, bencilliğin gülüne.
Çarelerin tümüne, el salladın.
Gözünü eyledin, güzelliklerin demine.
Ümitlerin olmadı, dününe.
Oturup ağladın da her gününe.
Eline ne geçti?
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
harika bir şiir olmuş..yüreğinize sağlık...
.................
Dağlara yağmasın dedin kar.
Saçlarına yağdı, beyaz hatıralar.
Sırdaş oldun, hücre hapsinde tüm duygular.
Sen kaygılandın da, kaygılanmadı.
Hiç hata yapanlar.
Gülümsedi yüreğin, cefakâr.
Ağlayan gönlünse,ziyankâr.
Eline ne geçti?
Bir avuç, gözyaşından başka.
...............güzel şiir okumanın keyfi adına tşk.sevgili Perihan Pehlivan
Güzellik yapıp ta ardından bakmayana selam olsun.
Şiirin muhtevası çok güzel kutlarım..
(Kendinden maada. ) bunda galiba yazarken unutulan bir harf var ancak bence şiirin girişinde anlam bozukluğu var : Değerli bir şeyler sunulurken altın tepsiler içinde sunulur oysa siz altın tepsiler sundular önüne demişsiniz altın tepsi edebiyatımızda ve kültürümüzde kendi başına sunulan bir şeyler değildir. Önemli bir şeyi altın tepsi içinde sunmak söz konusudur. BUnu düşünerek girişte değişiklik yapsanız daha şık olmaz mı ?
Almadan verdin.
Gücünün üstünde, oldun amade.
Eline ne geçti?
Bir avuç gözyaşından başka.
..Doğru ve güzel tespitler Perihan hanım. Güzel yüreğinize selam olsun..sevgimle.
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta