göklerin tüm yıldızları düşmüş sanki
ufuktaki güneşlerin hepsi batmış ..
kum tanelerinden ibaret saat gibi
bir kuru yaprak gibi
düşüyorum
yalan görüntüler çoğalıyor aynalarda
mor bir sırrın üstüne tutunmuş
acılar vuruşuyor göğsümde
ağır bir bedelin kavgasını yapıyorlar
günün hikayesinden sonra
yırtıp yaktığım her şiir
her seferinde kulağımda yankılanır
sadece benim duyabileceğim bir ses
bir dakika… iki dakika…
içilmemiş her damla zehir
zehir dolu bir kabarcık yakıyor gırtlağımı
ilişkiler mevsimlere benzer
sadece dört mevsimden ibaret değildir onlar
gri kumlar, çivit mavisi deniz gibi
daha önce hiç görülmeyen fırtınalar gibi
öyle büyük değişimlere gebe
bazen mevsimler hep bahar
bazen don etkisinde
bazıları, bereketli yağmurlar gibi
yüreklere su serpen cinsinden
dün akşam tanıdık gelen iki satırın arasında buldum kendimi
kimsenin önünde ağlamadığım kadar çok ağladım
düşünceler içinde kaybolmuş
saçlarım ,avuçlarım arasında darmadağınık
hiç yaşamamış biri gibi, hiç var olmamış
bir aşkın varlığına reddiye gibiyim
hayat ne kadar hızlı da olsa
ölüm o kadar hızlı olmuyor bazen
bu sabah sımsıcak
aydınlık bir güneşle uyandım
kulağıma gelen tatlı seslerle
denizden geçiyordu kayıklar
yavaş yavaş limandan ayrılıyordu bir gemi
birileri ağlıyor ,birileri el sallıyordu
bir kaç gözyaşı damlası da benimdi
ayrılıklar tüm ayrılıklar bu yüzden
kaç yıllar ,kaç geceler şahit
ne rüyalar kaldı ortada ,ne de uykular
ne kadar derin de olsalar
redfer
İlyas KaplanKayıt Tarihi : 4.2.2018 14:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!