Bundan seneler önce bir arkadaşımın oğlu askerlik yapmak için Ankara'ya gelmişti. Arkadaşım beni telefonla arayıp, oğluyla ilgilenmemi istedi. Ben de seve seve kabul ettim ve görüş günü geldiğinde, oğlunu görmeye gittim. O sırada oğlunu acemi birliğine teslim etmeye gelmiş, konuşmasından da Karadenizli olduğu anlaşılan bir amcayla oğlu arasında geçen şu konuşmalara şahit olmuştum...
''Bak oğlum en önemli vazifen komutanlarına kesinkes itaattir bunu sakın unutma. Bir görev için şuradan üç kişi gelsin diye bütün bölüğe seslendikleri zaman ilk önce sen atıl, sen çık. İkinci ya da üçüncü değil. Nöbetler de kesinlikle sigara içmeyesin; bizler siz nöbettesiniz diye rahat uyuyoruz. Yemekhane görevlerinden sakın kaçma, mantığın bittiği yerde askerlik başlar lafı, bizim zamanımızda da vardı sakın inanma, atışlarını iyi yap, arkadaşlarınla iyi geçin. Güneydoğu için seçme yaparlarsa ilk önce sen çık. Vatan sevgisi imanın gereğidir yavrum. Bunları sakın unutmayasın.''
Askerlerimizin hepsi bizin evlatlarımızdır. Böyle bir baba ile oğlunun yüreklerinde bu kadar dolu dolu vatan sevgisi var ise bizim sırtımız cephelerde hiç yere gelir mi? Yüzümüz hiç yere bakar mı?
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta