Bir aşk nasıl biter Şiiri - Kadir Berat

Kadir Berat
851

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Bir aşk nasıl biter

BİR AŞK NASIL BİTER ?

sen hep adım atan tarafsındır,sever adım koşarsın.işyerinde ki işlerini daracık zamanlarda bitirir,bitiremezsende bir mazaret bulursun.
topuk uçurtma çıkarsın iş yerinden durakları,ışıklar,inen,binen yolcuları sevmeye başlarsın.
trafik yoğunlugundan dolayı geçikeceğinin endişesinden dolayı inip koşmaya başlarsın.otobüste ki parfüm kokuları;
mavi gözlü sarışın kızın sana bakışları,ayağına basan orta okullu yeni yetme,yan koltuğunda oturan kişinin hiç sevmediğin bir şarkıyı dinlemesi umurunda değildir.
kokuları alamazsın,duyuna yerleşen sadece onun kokusudur.sarışın kızın derin tatlı bakışalrını göremezsin;zira bu hayatta ve
öteki cihanda gözlerine değmesini istediğin tek çift gözlerin sahibi o sarışın kız değildir.o sevmediğin şarkıya kulak asmazsın,
hiç bir şarkı onunla dinlenmediği zaman kulağına esmez.hiç bir beste onun dudaklarında can bulduğu gibi can bulmaz,onun sesi dünyanın en güzel şiiridir senin için.
o yanında değilse ,hatta el ele tutuşacağın mesafede bile değilse,her şey kıymetsiz ve sahtedir sana.nihayet gelmek üzeresin ona en yakın durağa,
adımların daha bir hızlanır farkına varmazsın.acaba telefon mu etmeliydim ya yerinde değilse diye bocalarsın.iş yerinin yada evinin,okulunun önünde mumya kıvamında beklersin.
on saniye baktığın önce sol kolunda takılı olan deri kayışlı yaprak modelli o ince saatine bir daha bakarsın.
asıl hedefin zamanı doğrulamak değildir,ona zamanında gelmiş olmaktır.aksak zaman geçer ,zaman seni deler, zaman seni deli eder..ve geldiğini görürsün saklandığın köşeden.
yapmada olsa o MAVİ gül ü çok sever ve sen bir hafta öncesinden sipariş verirsin.o adamı attıkça sen daha bir sıkı tutarsın şık kutunun içinde büyütmeye çalıştığın o MAVİ gülü.
hani gülün dili olsa;yeter be adam bu kadar heyecanlanma kendinide benide öldüreceksin der.onun her adımın da cennete yaklaşırsın,onun her adımında daha bi sıcak eser güneş,daha temiz bir maviliğe bürünür gökyüzü,
onun her adımında daha bir samimidir sarılmanın hazzı.onun her adımında küçük yeşil gözlerinin en büyük elmasdan bile daha parlak ve ışıltılı olduğunu ve albenili olduğunu,daha göz kamaştırıcı olduğunu anlarsın.
bütün dünya durdu karşısına çıkmaya son üç beş adım...toprak altından çekilmeye,dış sesler sesizleşmeye zaman ve mekan anlamını kaybetmeye başlar.
bir den bir adam geçer sen ve onunla vuslat yolunun tam arasına ve sen hiç düşünmessin bu ihtimali,çünkü o uzun zamanlar seninledir ve seni sevdiğini yüzlerce kez söylemiştir.çünkü sen sevildiğin kadar sevildiğini düşünen iyi niyetli birisindir.
bilrisin dünyanın bir lağam çukuru olduğunıu ve bilirsin kimi insanların o çukurda gönüllü boğulduğunu ama bunu ona yakıştıramazsın ki...
bu dünyada mutluluğu onunla adlandırdın ve onun mutluluğunda işçi ve mimar olmak tan mutluluk duyarsın.ama o aranızda duran adama o kadar kilitlenmiştir ki ölüm sessizliğinde duran senin sesini fark bile etmemiştir.
zaten senin farklılığının farkına varmış olsaydı bir başka farklılığın arzusuyla o adama öyle sarılmazdı.işte sen o anda yüreğinde çiçeklerle bezeli bahcelerin katledildiğini anlar ve dikenli tellerine daha bir sıkı sarılırsın.sarıldıkça ruhun ve kalem tutan
ellerin daha büyük kanar,canın daha çok yanar ama , sen bir başka zevk alırsın bundan çünkü bu acı bile ondan yadigar.
o anı bir ömür saklarsın,o an dilin suspus içinde feryat,yüzünde donuk bir bakış ,boşa giden hayallerinin,emeklerinin,niyetlerinin külfetidir omuzlarına abanan.
donmuştur kanın beynin haraket et desede komut versede, ayakların duymaz.gidemezsin iki adım öteye,onlar arkalarını dönmüş el ele senden uzaklaşırlar.
sen onun koklamaktan sıkılmadığın saçlarının cantasının üzerinden ne kadar güzel dans ederek uçuştuğunu görürsün.o son dansı izledikten yaklaşık on beş dakika sonra ellinde taşıdığı market poşetleriyle yürüyen adamın omuz darbesiyle irkilir ve elinde ki MAVİ gülü düşürürsün,
ayağının altından halı mısali çekilmiş yere.gözlerin omuz hizalarsından ayrılır yere kapaklanan çiçeğe odaklanır.ne yazmıştın o karta ? AYNEN ŞÖYLE;HER GÜNÜM GÜZEL AMA,
SENİNLE HER GÜNÜM ÖZEL.

omuzlarına binmiş yüzlerce hayal kırıklıklarının ağırlıyla uzaklaşırsın oradan.kaybetmenin verdiği hezimet duygusuyla yürüyorun koşarak geldiğin yolları bir daha.çıta kadar hızlı gelen sen , bir kaplumbağadan farksızsın.nereye gittiğini bilmezsin ama kimin senden gitiğini,GÜVENnin içinden gittiğini,
ve niçin seninde gittiğini iyi bilirsin.nihayet yalnızlık ve kızgınlıkla dolu odanın kapısındasın.çok iyi biliyorsun uykusuz uzun bir gece seni bekliyor.aklın ve yüreğin arasında ki mahkemede;önce kendini sonra o çok sevdiğini yargılarak sabahlıyaçaksın.sabah olunca bir bütün olduğun sandalyeden kalkarken,
dolu kültablasına ilişir feneri sönmüş gözlerinin.apar topar atarsın kendini evden sanki zamanın yokmuş,sanki son günündeymişsin gibi.içinde biriktirdiklerini,sustuklarını,kafanda ki soruları, bir hışımda sormak adına çıkarsın evden.
sonunda tam karşısındasın ve bakmaya deli olduğun kırlangıç gözlere daha önce bakmadığın bir eda ,duyguyla bakıyorsun.
bakışlarının soğukluğundan mıdır bilinmez ama ilk sözü o alır;ne zaman geldin ?neden beni aramadın ? bir şey mi oldu ?
neden böyle bakıyorsun,hasta mısın?o konuşur sen cevap vermezsin, o daha çok üsteler...derin bir nefes alır havadaki tüm cesaret moleküllerini ciğerine çekersin ama ilk sözün saatlerdir kararlaştırdıklarından farklı olur.
beni bu kadar mı sevdin ?anlamsız bakışlarıyla ne demek şimdi bu diye cevaplar.ve sonunda anlarsın ki direkt konuya girmenin daha mantıklı olduğunu.zira bu konuşma ne kadar uzarsa zihninde o denli büyük bir boşlukla bir ömür muhafaza altına alınacak.
oysa onu bir an önc aklından ve yüreğinden çıkartmak varken bu doğru olmayacakır.dün yaşadıklarını anlatmasın ama gördüklerini anlatırsın;şok olur oysa ki kendisini öyle büyük bir usta sanır ki yalan ve kıvırma konusunda ihanetinin su yüzüne çıktığını fark edince bunu ögrendiğine değil ama
sana yakalanacak kadar çırak oluşuna içerler.her suçluda olduğu üzere bakışları sertleşmeye,kaşları çatılmaya,ses düzeyi artmaya başlar.İHANETİN MAZARETİ olmadığına göre ;inkar etme seçeneği gelir aklına.
işte başladı reddi savunma.BEN ;yapamadım beni bunalttın,bu kadar ilgin bu kadar sevgin beni boğdu,nefessiz kaldığımı hissettim.beni yalnız bıraktın hemde uzun zaman,
ne yapmamı bekliyordun ki ?
o gittiğin yer bir tek seni mi çürüttü ?bende senin kadar fedakar davrandım,kalan gençliğimi kurtardım.bende hayat akıp giderken senin baktığın camın arkasında yanında durup da otuzlarıma gelince pişmanlık yaşamak istemedim
böyle mi olmalıydım ,benim payıma bu mu düşmeliydi?hem niye geldin ki,niye haber vermedin ki?senin bu suprizlerinden bıktım usandım.gidişine üzülmüştüm ama sana hayranda kaldım giderken bile güçlü ve kararlıydın .ben senin gibi değilim adam;
senin kadar güçlü değilim sen demir ben porselen.anlıyormusun?o çaresizliğinde o kadar inançlı ve sabırlıydın ki sana imrendim ama benim hamurumda bu irade ve sabır yoktu anladım.evet ama kız bilmiyordu ki;ben giderken içimde kıyamet ,mahşer yeri ama o üzülmesin diye belli edemedim ki.
sırf üzüntüm üzüntüsüne dönüşmesin diye süpermen edasındaydım...bilmiyordu ki o pelerini giymenin saatlerce taşımanın ne derece zor olduğunu.zaten artık bilmesininde anlamı yok.bunu bilmesi dünü ve gerçeği değiştiremezdi.adam sustu ve bir süre daha dinledi kızın kendini haklı çıkartma çabalarını.
adam;zaten oldum olası alışıla gelmiş bir aşık olmamıştı , aşk a genellemedikiler gibi bakmamıştı.kızın vicdan azabı çekme ihtimalini dünyada ki tüm ateşlerin suya dönüşmesi ihtimali kadardı ama ,adam kırmadan bitirmekte kararlıydı.
haklısın demekle yetindi.adam ona hoşcakal demedi biliyordu ki bu son asla adam için bir bitiş olmayacaktı.biliyordu ki kaç ömrü,kaç yüz yürek yangını olursa olsun onu hiç unutmayacaktı.adam ilk kez bencillik yaptı ve kıza gülümsedi çünkü kızı son haliyle hatırladığında gözleriyle değil,
kızın suratında yapmaçık bir gülümse ile hatıyor olmak acı kesici olur diye tasarladı.sırf bana kalan ortak hayallerimizle mutlu olabilmek için suratındaki çakma gülümsemeye tebessümüyle veda etti adam.

KBB

Kadir Berat
Kayıt Tarihi : 11.8.2017 23:10:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Kadir Berat