12 Eylül darbesine hazırlıklı idik. Tedbir için bilinen evlerimizi değiştirdim. Anlaşılmasın diye de aynı sokakta başka bir adres verdim. 12 Eylül sabahı işe gitmek için sokağa çıktığımda caddeye döndüğümde her taraf askerdi. Birine yaklaştım, ne oldu diye sordum. ‘’Evine dön’ dedi. İşe gidiyorum diye yoluma devam etmek isteyince bir dipçik darbesiyle sarsıldım. Geriye dönüp eve gittim. Korkum, verdiğim adreste beni bulamazlarsa bütün bu sokağı ararlar ve ele geçerim diye…
Verdiğim adresteki evi gözlemeye çalışıyorum ama göremiyordum. Sokağa çıkp karşıya geçmem gerekiyordu… Her şeye rağmen ortalık sakinleşince, yani aradan bir ay kadar geçince, tekrar ev değiştirdim.
Yeni tuttuğum ev bağcılarda yeni bir inşaattı. Geceleri gözüme uyku girmiyordu. Hem arama korkusu, hem her gece silah sesleri vardı. Bir gece silah sesleri çok artı… Perde arasından gözlüyordum. Patır patır ayak sesleri bizim evin etrafına doluştu. 4 veya 5 kişi… Ama silah sesleri uzaktan havaya doğrultulmuştu… Kimse gelip onları takip etmedi… Ertesi gün gazetelerde İbrahim Çiftçi ve diğer arkadaşlarının kaçtığını, kaçırıldığını öğrendim.
Bir gün eski komşum, Cam fabrikasında çalışıyordu ve o zaman Hür-Cam iş Sendikası üyesiydi, tesadüfen sokakta karşılaştım. Eski mahallemde neler olduğunu sordum. Öğrendiğime göre adres verdiği evde oturan da ülkü ocaklarında etkili bir üyeymiş… Alta Nalbur dükkanı vardı, üstede daireleri varmış… Evi çok sıkı aramışlar. 4-5 cemse araç gelmiş… Asker en ufak bir bilgi vermiyor. Sadece isim soruyor. O da tanımadığı için bir şey söyleyemiyor. Kendisinin arandığını zannedip susuyor. Arka arkaya birkaç gün eve baskın yapıp aramışlar…
12 Eylül ile ilgili anlatılacak anı çok… Aklıma geldikçe yazmaya çalışacağı. O sıralarda günlük de tutmuştum ama onu da bir tanıdık ısınmak için yakmış… Hem de komünist olduğunu sanan biri… Bu akşam bu kadarcık yazayım…
Kapitalizm için en büyük tehlike eşitlik ve adalet isteyenlerin birleşmesi ve örgütlenmesi… Emekçilerin insanca yaşayabilmek için alacakları her hak kapitalistlerin kar oranını düşürecektir… Onun için İşçi ve emekçilerin birliği onların korkulu rüyalarıdır. Faşistler ise bu örgütlenmeye karşı onların milis güçleridir.
En önemli ve uzlaşmaz çelişki sınıf çelişkisidir. Yani sömüren ve sömürülen arasındaki çelişki… Diğer ulusal, dinsel, ırksal, renksel vb. gibi çelişkiler egemen güçlerin karlarını artırmak ve egemenliklerini sürdürebilmek için, sömürülenleri bölüp parçalamak, birbirine düşürüp bölmek ve çatışma çıkarmak için uydurdukları ve benimsettikleri ayırımlardır…
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,