Kırmızı tenekeli, votkalı birayı, hüzünlerinin tozlarını yıkayıp,
berraklaştırıp, özgür bırakarak, yudumluyor adam...
İçtiği, sevdalandığı gözlerdi aslında...
Kahve buğusu bakışların bir yudumuydu Onu, zille zurnaya boğan..
Ara, ara içlice dökülen, belli belirsiz ezgilerdi, mezesi...
Her mevsim içimden gelir geçersin,
Çiçekli badem ağaçlarını unut.
Değmez,
bu bahiste
geri gelmesi mümkün olmayan hatırlanmamalı.
Islak saclarını güneşte kurut:
olgun meyvelerin baygınlığıyla pırıldasın
Devamını Oku
Değmez,
bu bahiste
geri gelmesi mümkün olmayan hatırlanmamalı.
Islak saclarını güneşte kurut:
olgun meyvelerin baygınlığıyla pırıldasın