Bir adam vardı,
Zamansız yaşayan zamana meydan okuyan..
Hani derlerya hayata meydan okuyan işte o misal
Hayat denilen bu koca oyunda sona yaklaşmışken
Koca bir reklam girdi..
Ama bu reklam öyle güzeldiki
Televizyon karşısında hiç zap yapmadan izledi bu reklamı
Sıkıldığı oldu, bıktığıda oldu ama alıştı.
Ona alıştı, farklılıklara alıştı en önemlisi yaşamaya alıştı.
Bu filmde öyle roller vardıki zorlandı bu adam
Ağır geldi, figüran kullanmadan aştı koca bir filmi
Hep mutlu sonla biter derlerya hep o mutlu sonu bekledi..
Sadece bekledi, sabretti, gelmesini bekledi..
Gelmedi..
Bir adam vardı,
Kalbi nasır tutan.
Hani derlerya taş bağlayan..
Birgün biri geldi bende fazladan bir kalp var dedi
Kalbini sattı bu adam, kalbini verdi
Kalpsiz kalmıştı, artık duygusu yoktu
Neşe ile kederi ayırt edemez oldu
Çaldılar bu adamın kalbini
Bir hırsız geldi aldı gitti..
Düzeltirim dedi iyi gelir dedi merhemim dedi gitti
Yine bekledi bu adam..
birgün “sevmenin” ne demek olduğunu tekrar anlamak için
Çok uzun bekledi, ay geçti, yıl geçti, yaş geçti
Ama yılmadan bekledi biliyordu bir kalbi olacağını
Sonra tuhaf bir şey oldu kalbi habersizce terk etti
Hoşça kal bile demeden..
Ve sol köşesine taş koydu adam
Diğerinden farksızdı..
O artık bir taştı..
Bir adam vardı,
Gülmeyi unutan, taktığı maskeler arasında kaybolan.
Kendini aramaya çıkmaya bile korkan..
Yine kendisi gibi maskeli birini buldu..
3 maskesi vardı görmüştü..dökdü hepsini birbir
At dedi maskeleri attı..
Gülümsedi..
Gülümsemeyi gördü bu adam
Attı maskelerini, sahte mimikleri..
Artık Nasılsın sorusuna “ iyiyim “ deyince
Yalan söylüyorum diye kızarmıyacaktı bu adam
İyiydi kendini bulmuştu
Gülmeye alıştı, ona alıştı
Sonra kötü bir şey oldu.
Kalbinin yarısı onu terk etti elveda bile demeden
Güldü..
Çünki sadece gülmeye alışmıştı bu adam..
Üzülemedi bu duruma, sadece güldü..
Kaybettiği benliği ile beraber..
Bir adam vardı,
Kalemi konuşturan..
Ama öyle böyle değil, bülbül cinsinden..
Sonra eli kalem tutar oldu bu adamın.
Çokta yakışmışlardı, çokta özlemişlerdi
Gömdüğü yerden çıkardı kalemini bu adam
Kalbi kalemiydi, hissettiğini dökdü..
Bugün uzun uzun vedalaştı kalemiyle bu adam..
Son kez dokundu..
Son kez avucunun içine aldı
Ve eskiden kendisi gibi onu da koca bir boşluğa attı
Bu son yazım, bu son haykırışım
Kalemini gömdü artık bu adam
Bir avuç toprak ve beklenen son
Ruhuna el fatiha
...
[Ediz Hakan Güler]
Ediz Hakan Güler 2Kayıt Tarihi : 3.5.2011 16:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

http://www.frmtr.com/amator-ask-siirleri/4021745-son-haykiris-son-dokunus-elveda.html
burada 01-05-11 tarihinde paylaştığım şiirim lütfen alıntıdır yazarmısınız .
TÜM YORUMLAR (1)