Gurbetin hüzün duygularıyla, kapattım gözlerimi,
Düşlerimde yaşıyorum memleketim özlemini,
Sevdaları yalan, aşkların ihanetine uğradığım yer olsa da;
Hiç kırılmadım alınmadım; Çünkü o benim memleketim!
Birden çocukluğum geldi aklıma, takıldım geçmiş zaman akışına,
İlk kez saf yüreğimle kapılmıştım, yalan aşk duygularına,
Hiç tanık olmamıştım, gerçek sevdalara, güzel aşklara...
Şirin bir sevda öyküsü mahkum olmuştu. töre kanunlarına,
Ve geçmişe dönüp, anılarıma baktığımda,
Yaşadıklarımdan hatırlayamıyorum güzel bir hatıra
Hep işsiz, meteliksiz, sevgisiz yoksul günlerim geliyor aklıma,
Kader deyip, hiç isyan etmedim alın yazıma.
Çaresizdim; yoksulluğa baş kaldıracak güçte değildim!
Çocuktum; sevgisizliği kader sanıp, her şeye boyun eğdim!
Yitirmiştim yaşama sevincimi, kalmamıştı hayattan beklentilerim.
İşte böyle acı bir günde,
Yetmiş Bir yılı, Mayıs ayında, yaşanan dram hala hafızalarda...
Akşam gün batarken depremle sarsıldı memleketim; kaldı enkaz altında
Yıkıntılar arasında koşarken yere yığılıp kaldım
Yükselen çığlık sesleriyle ölüm korkusuna, kapıldım.
Başım elerimin arasında, önüme eğdim ağladım
Ben o gün o yıkık şehirde, acılarla iç içe, ki’ şiddeti hala içimde,
İkinci bir deprem yaşadım sevgisiz yüreğimde,
İlk kez tatmıştım, unutulmaz çocuksu aşk duygularımı
İçimde bir burukluk, lakin hiç yaşamamıştım ayrılıkları,
Gurbet kader ortağım olmuştu Bingöl’le kesti bağlarımı.
İşte o günden sonra; yorgun gözlerimle,
Özlem içinde sevgisizliği yaşadım göç ettiğim şehirlerde,
Hiç alışamadım loş ışıklarla süslü büyük kentlere,
Sevgiden yoksun, sarhoş akşamların yaşandığı bu yerde,
Ruhum sanki bedeni olmayan bir boşluk içinde!
Memleketimin tutkusunu, doğasını, toprak kokusunu,
Yeşil ovalarını soğuk yaylalarını, Gül Bahar sularını özledim
Öyle bir özlem’ ki özlediğim her şey gözlerim de gizli...
Yaşananlar gördüğüm kötü bir rüya gibi içimde kalmış izi
Götürün beni memleketime, çocukluk günlerime aç kaldığım yıllara
Ben razıyım karın açlığına, yeter ki, beni tutsak bırakmayın;
Bingöl’ün özlem duygularına...
Gurbette gün saydığım, hayatımın bu son baharında
Gözlerimde korku, mutsuz bir tebessüm var dudaklarımda
Uzakların hasret acısıyla, kapılmışım ölüm korkusuna,
Yüreğim yorgun düştü, Bingöl’ün özlem duygularına.
Çabakçur Çayını görme özlemini yaşıyorum umutlarımda,
Köyüm Mirzanın soğuk suyunu içebilseydim bir bakır tasla.
Son kez seyir edebilseydim, Bingöl dağlarının karlı tepelerini,
Ellerimle kırmak istiyorum. Törelere tutsak kalan sevgi zincirlerini...
İnsan sevgisiyle bütünleşen, yeni sevdaların tohumunu ekerek,
Umut rüzgarlarıyla savurmak istiyorum dikensiz sevda çiçeklerini...
Ölümsüz sevdalar süslesin düşlerimi, yeniden doğsun sevgi güneşi...
Kayıt Tarihi : 30.10.2003 21:16:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Şeref Burakgazi](https://www.antoloji.com/i/siir/2003/10/30/bingol-e-ozlem.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!