Ve öğretmen sabah ilk ders için sınıfa girdi
Ve bütün çocuklara gülerek günaydın dedi
Ve önce anlattı yaşama dair bildiği her şeyi
Ve sonra hepsine rengarenk kağıtlar verdi
Ve bu kâğıtlardan resim yapmalarını istedi
Ve dağları ve ormanları ve tüm güzellikleri
Ve güneşi, aydınlığı ve sevmeleri.
'Aman gelme' dedim, bak geldin işte
Dünyaya meylin var, 'beşer'sin bebek
Bir bilsen dünyamız neyin nesidir
Ayırır ağzını işersin bebek.
Kimisi su katar içtiğin süte
Devamını Oku
Dünyaya meylin var, 'beşer'sin bebek
Bir bilsen dünyamız neyin nesidir
Ayırır ağzını işersin bebek.
Kimisi su katar içtiğin süte
'önlüğüm geldi aklıma
yakası ay
etekleri uçurtma
gece gibi sırtıma giydim'
diyordum,okullu çocuk günlerimi hatırladığımda...sanırım gökyüzüne vurgunluğum o günlerde başlamıştı ki,işte bu yüzden başka çocukları uçurmak için öğretmen olmuştum,bilmiyorum...
ve bir hatıra size:
öğretmenliğimin ilk yıllarıydı.bir kaç köyün çocuklarının toplandığı(yaya) bir okulda görev yapıyordum.3 km uzaklıktan gelen anaokulu yaşındaki bir öğrencim vardı.minicik,tombul,ışıl ışıl gözlü bir oğlancık:)))bir kış günü okul süresi içinde öyle çok kar yağdı ki,yollar kapandı..diz boyunu aşan karda onu köyüne yollamaya kıyamadım.elinden tuttum,evime getirdim.
evim dediğim köydeki bir ailenin üst katında kiradığım tek odaydı ve benden bir büyük ablamla orada kalıyorduk.tek odada tek yatağımız vardı. o gece o tek yatağı üç kişi üleştiş,bu minik çocuğu ortamızda yatırdık.
meğer çocuk bitliymiş,sonunda bz de bitlendik:))
olsun!.ilaçlar herşeyin üstesinden geliyordu nasılsa;sonunda arındık...
aradan yıllar geçti..ben başka köylerde,başka yerlerde öğretmenlik süremi tamamlayıp emekli oldum..sanırım emekli olduğum yılın bir bayram gecesiydi, telefon çaldı.
açtım,karşıda bir erkek sesi!..'kiminle görüşüyorum' dedim. siz Tayyibe Karagöz değil misiniz' dedi.'evet' dedim. 'o zaman dedi,ben kendimi şöyle tanıtayım.hani bir kış günü beni köyüme göndermeyen,yatağında bana yer veren öğrencinizim desem,hatırlar mısınız?'
'Ayhan..' deyip ağlamaya başladım...o da ağlıyordu!..
işte öğretmenliğin tadı,doyumsuzluğu,mutlu olmanın anlamı buydu..yanaklardan süzülen yaşlarla yaşanıyordu, o zor ama hoş yıllar....
kimse yanlış anlamasın;ne öğretmenler eski öğretrmen şimdi,ne de öğrenciler eski öğrenci..evet,yenileniyor herşey ama,ruh yok!..
esas beni korkutan bu!..
kutluyoruym şairim,beni ağlatmayı başardınız için:))
sevgilerimle...
Kitle imhasının en korkunç şekli olan zihin imhasına yöneliyor çağdaş duygusuzluk artık...Halüsinatif içe kapanmalara, Timothy Leary'ı ,Amerikan Harp Akademisi'nden atmaya ve gelecek konusunda duyarsızlaşmaya ve şoka doğru uzanıyor sosyal akış..
bazan ben de böyle düşünüyorum...
kutlarım yüce yüreğinizi.yine bir insanlık dersi veriyor dizeleriniz.saygıyla.
Bin yıllık yalnızlık
Ve öğretmen sabah ilk ders için sınıfa girdi
Ve bütün çocuklara gülerek günaydın dedi
Ve önce anlattı yaşama dair bildiği her şeyi
Ve sonra hepsine rengarenk kağıtlar verdi
Ve bu kâğıtlardan resim yapmalarını istedi
Ve dağları ve ormanları ve tüm güzellikleri
Ve güneşi, aydınlığı ve sevmeleri.
****
Öğretmenlerimiz ülkemin her bir köşesinde ki öğretmenlerimiz ...
özellikle de kısallarda ki ... ve onların çocukları ... yan geleceğimiz ülkemin çiçekleri
ülkemin kırçiçekleri ..
öğretmenlerimiz ve zor şartlara rağmen gülümseyen yüzle kardelenlerine günaydın diyebilen
günlerini aydınlığa hazırlayan günün güneşi gözlerinde olan öğretmenlerimiz... o gözler ki o minicik çocuklar
bakarken o gözlere hem ısıtan hem aydınlatan öğretmen ...
ve çocuklarımızın hayal dünayalarında belkide en güzel resimleri nakşeden öğretmenlerimiz
rengarek kağığıdın onların yüreklerinde ki sevgiyi nasıl hamurlyacağını bilir
tüm güzellikleri sevgiyle anlatmasını da bilir ...
çünü bilir ki o çocuklar yaşamlarında hayatlar yollarının ilk rehberleridir
belki ana babasından daha çok ...
o kadar çok şey öğrenirler ki ... sabah olsun yine sabah olsun okul yolu görünsün ve öğretmenlerine kavuşsunlar
herşeyleri bilir öğretmenleri çok şey yaşamıştır öğretmenleri ve öğretmenleri ne derse doğrudur tartışmasız doğru ..
sürekli koruyucu olurlar hele birde üstüne sevginin en kıyağı şefkatin en sıcağı dokudu ise
yürek tenlerine .. artık öğretmen herşeydir onlar için özellikle ülkemin kırsalalrında köy okullarında ucra yerlerde ..
oralarda öğretmen çok şeydir çokk ...
bunu çocuklar bilir bildiğinide değerlendirmesini bilirler ..
ve güneşide aydınlığı da sevgiyi de severler hemde nasıl büyük bir coşkuyla ..
çünkü güneş öğretmen aydınlık öğretmen sevgi öğretmen ve onun sözleridir o çocuklar için ...
***********************************
* * *
- and dağlarında, toroslarda, bütün coğrafyalarda
üzerinde ot bitmez yalçın kayalara yapışmış, kor bir bakıştır gözlerim
günün sıcağından yangın düşer üstüme, gece ayazında donar küllerim
çırılçıplak ufuk çizgimin her noktasında, çırılçıplaktır sınır kulübeleri
anlatılamamış dünyaların yalnızlığı gibi, ıssızlıktır hepsinin nöbetçileri
ama günü gelecek bilirim, fişek gibi kahkahalarla kaplanacak gökyüzü
bildiğim için bin asır geçse de beklerim, insanlığın görmek için güzel yüzünü.
****
sadece öğretmenlerde yetmiyor ... insanlık için çocuklarımız için onların yalnızlığa terk edilmemesi için
birlikte bişeyleri yapabilme gücü nsanlık adına onlara ışık adına onlara güç adına ...
onlara güzellikleri öğretmek onlar yurt sevgisini vatan sevgisi bayrak sevgisini de verebilmek
kucaklamak hepsini tıpkı anadolum gibi . tıpkı bayrağım gibi tıpkı sevdiğim gibi ...
o minik yürekler yalnızlığa değil ışıklı kalabalıklara muhtaçken birde mum bizlerden gitmesi
yol olmalı karanlıklara itileceğine .... sevilmeli korunlalı kucaklanmalı her biri
çocuklar masum en masum çocuklar ....
kullanılmaya o kadar müsaitler ki
o katil ellerden alınmalı katil ellerin gölgesinden çıkrarılmalı ..
paralık konusu olmamalı ..
dün izledim karlar içinde kardelnlerimi okula gitmek için kaç kilometre yol aldıklarını
sebeb ise servis zamazingosundaki anlaşamamazlık ... o çocukların o bebelerin günahı ne kardeşim
okula gitmek istiyorlar Allah korkunuz da mı yok elleri kıpkırmız olmuş inadına bir yürüyüş
bir mücadele okul istiyor okumak istiyor .. bitsin istiyor ..
karartmayın bebeleri çekin çocuklarımız üzerinden iğrenç ellerinzi desem de
işte yine dün izledim boynu bükük çocularımızı ..
sonra okumuyorlar sonra okul yok diyorlar sonra üç kuruş verildim mi salıyorlar milletin üzerine ne yaptıklarının farkında bile değilller ..
sonra düşman yetiştiriyorlar ülkelerine ..
şunu bunu bahane edip ..
korunmalı o ellerden alınmalı eğitim öğretim verilmeli içinde hiç bir siyasi olmadan ...
masa başı işlere alet edilmeden tıpkı şehir çocukları gibi onlarında okula gitmeye oyun oynamaya sevilmeye şefkate ihtiyacı var onlar insan onlar daha bebe onlar kötülük nedir bilmez
hainlikleri kötülükleri aşılamayın çocuklara ..
elimde bir imkan olsa ilk işim ülkemn tüm çocuklarını özellikle de yardıma sevgiye şefkate okumaya aç çocukları toplamak
hepsini tek çatı altında beslemek büyütkmek ve okutmak .. hepisni koruma bu üğrenç ahtopot ellerden örümcek beyinlerden
ne yazık ki bunu beceremiyoruz işte ..
yine olan onlara oluyor ya terörün kucağında ya cahil eğitimsiz bilgisiz cahil ellerin oyuncağı oluyor ya da satılıyorlar daha bebe iken şaçma sapan törelerle beşikkertmesi cart curt diye yada
on iki on üç evllik yaşı oluyor erkek daha çocuk yaşında büyük silahlarla tanışıyor
erkek adam olaak ya yiğit olacak ya okuyup ne yapacak eli silah tutsun ha kan davaları vs de var ... yada
soyu devam etsin diye ölenn yerine yange ile evleneni de
daha neler neler bizler hala insan hakkından demokraisden şundan bundan bahsediyoruz ..
ayaklarında ayakabısı bile yok doğru düzgün .. dünyayı bilmeyen çocularım deniz göremeyen çocuklarım ..
elleri kıpkırmızı olmuş çocuklarım o eller ki kalem tutmak ister o eller ki resimler çizmek rengarek o eller ki şefkat ister avuçlarını büyük avuçlar içine bıraktığında güvende olmak ister
sevildiğini bilmek geleceğinden umutlu olmak ...
ne yazık ki günümüz Türkiyesinde bu sadece doğu da güneydoğu çocularım için değil
sen,n de yazdığın gibi bütün coğrafyalarında ...
çocuk onlar ya çocuk dünyanın en masum en temiz en güzel şeyleri
......**************
...
-çocuk oyunları başkadır, başkadır oyunlar arenada
kuş uçmaz günlerden bir gün, kervan geçmeyen gözlerimin önünden
elleri rengarenk kağıtlı çocuk sesleri, çağlayanlar olup çağladı birden
hiç tanımadığı nefesleri, sabah öpücükleri gibi, teninde bulunca doğa
düştü depremlerle yarılmaz, taşkınlarla taşmaz, bir derin sarhoşluğa
çocuklar, ellerindeki renklerden, bütün çirkinliklere yama yapıyordu
ama geride gözden nasılsa kaçmış ve aydınlığı tanımamış bir kovuk yatıyordu.
**********
ben yinede umutluyum o çocuklar isyan edecek bir gün bir gün avaz avaz tıpkı doğdukları günkü gibi
heyy bizler de varız bizler çocuklarız bizler büyümedik rahata bırakın çocukluğumuzu yaşayalım büyümeden büyütmeyin bizi ..
aydınlık verin ışık verin bizleri ışıkla büyütün sevgiyle şefkatinizle büyütün diyecekler ..
çocukların sesi çok yüksek çıkar Kaptan ve bir gün onlara yapılanları ödetecekler
ama sesleri ile ama yürek güçleri ile
onlar bilecek doğru ne düzgün yol ne nerde yolun en güzeli en insan rotası ..
onlar öğretecek barışı kardeşliği güzellikleri
aslında her birimiz belki de bugün ahkam kesen o proflar o aydınlar bile çocuklarımızdan
öğrenecek tüm dünya gerçeğini
onlar büyükleri susuturacak en sonunda öyle bir isyan sesi çıkacak ki
tüm güçleri ile ve tüm çocuklar .. gör bak bir gün onlar kurtaracak bu çer çöp pil pislik içindeki milleti
işte o gün asıl öğretmen onlar olacak en güçlü yürekleri ile ...
şimdien görebiliyorum zaten ... ama bu yolda bir birleşsinler büyüklere ekabilere şam babalarına söz kalmayacak zaten ...
ben hala umutluyum renklerden yama yapacaklar çirkinliklere
aydınlığı tanımamış kavuk da onlara çocuk oyuncağı gelecek tanıtacaklar bu güçle diye düşünüyorum ..
çocukları hafife almamak gerketiğini düşünüyorum
daha şimdien köyünden kentinden konuşuna o minik bedenlerden çıkan yüksek selseri ve sözleri duydukça
o büyümüşte küçülmüş haleri izledikçe bunlar işte bunlar bizim çocuklarımız bunlar çoğalacak çığ gibi diyorum zaten ..
az kaldı ...
******************************
...
-yazıdan çok daha önce, yazıdan çok daha sonra
ve önce çığlık, sonra çığlıksız bir çocuk, kanlar içinde yuvarlandı yere
kovuk karanlığında besili, bin yıllık örümcek eli, dokunuverince tetiğe
sevgiden daha da önce tanıttığından, ihanetin gerçek yüzünü, yüzyıllar
ah ne yapsak hep böyle, aynı meydanda birbirine benziyor yok oluşlar
işte kaybolup gitti sonunda gene çocuklar, daha önceden gittikleri gibi
kendisi de bilmediğinden olacak ihaneti, öğretmen sadece bunu öğretmemişti.
**********************************
:( söz konusu çocuklar olduğunda nerde kimin nedir diye düşünmem çocuk oldukların bilirim ..
onların kullanılmasına onlar kötü muamele yapılmasına hatta anası da olsa elini kaldırmasına bile öfke duyarım
bilirim ki çocuk konusu çoğu şiirinde konu olur bilirim ki insanlık derken ilk sırayı çocuklar alır ..
ve her nerde her ne durumda olursa olsun çocuk demek yaşamdır yaşama bakan pencerelerimizdir
bizler her sabah onların gözü ile dnyaya baksak zaten mesele kalmayacak ...
şimdi bu yazdıklarına ne diyebilirim ki ...
ihanete alışmış bedenler beyinler yürekler kahpece öğretmeye çalışırlar yıkarlar çocuk beyinleri
ama bilemiyorlar ki o çocukların bünyesi bir tek ihanetleri alamaz yüreğine dinler okur ama çocuktur daha çocuk .
ihaneti öğreten öğretmen öğretmen değildir zaten ...
öğretse idi zaten orda intahar olurdu öğrettiği
beelelr verilse de kocabaşlar ihaneti hainliği yüklemeye çalışsa da dedim ya çocuklarımız bir gün
er geç birgün resm gibi dünya çizmesini öğrebecekler içinde insan olan .. insan sesi insan sevgisi
insana dair herşey ..
boş kağıtlara renklerle gülüşlerle yapacaklar yaşamın resmini ...
bu zaman kadar yitirilecek kayıplar verilecek ama hiç bir mücadele kolay değildir ..
her mücadele her yitim ders olacak ac da olsa ama yüreklendirecek daha dik daha onurlu daha bir güçlü belkide
ve devamı gelmesin yanısı olmasın diye ...
****
* * *
Ve öğretmen ayağa kalktı, günlük dersini bitirmişti
Ve iyi günler çocuklar derken, bu kez gülümsemedi
Ve çocuklar yerlerinden kalkmadan, öylece bekledi
Ve kapıdan içeri hızlı adımlarla, bin yıllık tarih girdi
Ve tarih gün sonu yoklaması için, çıkardı defterini
Ve çizdi vurulup ölenin cismini, diğerlerinin ismini
Ve işte böylece bir nesil daha silindi…
*************
***** aydınlığa kelepçe vurmak gibi yada güneşi balçıkla sıvamak gibi
kolay mı bilmiyorum belki umutlar deva ettiği sürece
belki yürekler bir olduğu sürece belki çocuk gözü ile onlara baktığımız sürece ama gözleri çocuk yürekleri
çocuk ....
son dizelerde hüzün vardı Kaptan ...
umut olmalı güneş heryeri aydınlatmalı ışık her yere girmeli hele ki çocuklu evlere çocuklu okullara
kimse onların gözlerine zift çekemez ..
ama öğretmenleri sağlam karakterli sağlam yürekli cesur olduktan sonra
bende ne dağ kalacak ne engebe ...
birikip güç olacaklar
ülkemin kırççekleri yaz kış çiçekleri açık ..
onlar yalnız değil ...
öyle gibi görünsede değiller ...
****
yüreğine emeğine sağlık ..
belki farklı birşey anlatmak istedin ama benden akşamın bu satti bunlar döküldü ..
belki anlamadım ama şiirin öznesi çocuk çocuklarımız olunca bende kendimce yüreğimce bişeyler yazmaya çalıştım işte ..
yüreğin emeğin var olsun
çocuklarımız konusunda asla assla umutlarımız yitirmedim yitirmeyecem de elimden geleni yapomaya hazırım herkes de hazır olmalı .. .
tüm çocuklar bizim kimse bunu inkar edemez çocuk söz konusu olduğunda herkesin elini taşın altına koyması gerekitiğini düşünüyorum ..
sevgiyle sağlıcakla kal ..
Ve öğretmen ayağa kalktı, günlük dersini bitirmişti
Ve iyi günler çocuklar derken, bu kez gülümsemedi
Ve çocuklar yerlerinden kalkmadan, öylece bekledi
Ve kapıdan içeri hızlı adımlarla, bin yıllık tarih girdi
Ve tarih gün sonu yoklaması için, çıkardı defterini
Ve çizdi vurulup ölenin cismini, diğerlerinin ismini
Ve işte böylece bir nesil daha silindi
Aman efendim, neler yazdınız?Dağladınız beni yine...Eğitimin içerisinde nefes alan biri olarak ben bu yazdıklarınızın sadece benim tarafımdan farkedildiğini sanıyormuşum demek ki...(Ne ayıp!)
Hele son dize...Son dize...
'Ve işte böylece bir nesil daha silindi'
...şu ana kadar silinmiş ve göz göre göre silinecek olan diğerleri gibi...
Alın bir ayıp daha...Ama bu defa bu ayıbı tek başıma üstlenmiyorum.Mümkün olsa da nesillerin geleceklerinin bir ucundan dokunma sorumluluğunu hisseden tüm büyükler payesini alsalardı şiirinizi okuma şansını yakaladıktan sonra...
Her zamanki gibi çok farklısınız desem çok mu bayağı bir cümle kurmuş olurum diye düşünmeden edemiyorum...Dizelerdeki sıradışılığınız okuyucuyu etkileme konusunda hiç bir endişeye sahip olmasa gerek.Kutlarım efendim farklı bir boyuttan dile gelmiş şiirinizi...Saygılar
ve öğretmen şiir yazdı..biz öğrenciler zevkle okuduk mest olduk.. tebrik ve takdirlerimle hocam..saygılar
Ve öğretmen ayağa kalktı, günlük dersini bitirmişti
Ve iyi günler çocuklar derken, bu kez gülümsemedi
Ve çocuklar yerlerinden kalkmadan, öylece bekledi
Ve kapıdan içeri hızlı adımlarla, bin yıllık tarih girdi
Cook manidar güzel duygular, tebriklerimi sunuyorum...Kaleminiz daim olsun...
KUTLUYORUM SİZİ HOCAM SAYGILARIMLA
yazıdan çok daha önce, yazıdan çok daha sonra
ve önce çığlık, sonra çığlıksız bir çocuk, kanlar içinde yuvarlandı yere
kovuk karanlığında besili, bin yıllık örümcek eli, dokunuverince tetiğe
sevgiden daha da önce tanıttığından, ihanetin gerçek yüzünü, yüzyıllar
ah ne yapsak hep böyle, aynı meydanda birbirine benziyor yok oluşlar
işte kaybolup gitti sonunda gene çocuklar, daha önceden gittikleri gibi
kendisi de bilmediğinden olacak ihaneti, öğretmen sadece bunu öğretmemişti.
Yaşadığımız kaosu anlatmaya sadece bu dizeler bile kafi..
Yaşamın şiiri için çok teşekkürler ediyorum sevgili Cevat.
Tüm sevgimle...
WWOOOWWWW
ve söylenecek bir söz yokkkk saygı duymaktan gıpta etmekten başka
NAZENDE KAYA
Bu şiir ile ilgili 126 tane yorum bulunmakta