Bilir misin ki
Yanlış insanda dürüst kişilik aramak
Hiç bir yere gitmeyen çıkmaz sokakta karanlığın önünü arkasını bulmaya çalışmak
Ve zihni zembereği bozuk saatte doğru düzgün dünya saptamak gibi her çabası hebaya giden sürgün seyrandan, bilir misin ki..
Havanın
Suyun
Toprağın
Bitkinin
Sanayi artıkları, çöp atıkları ve püskürtülmüş öldürücü kimyasal zehirleriyle kirlenmedik hiç bir Kıtanın
Coğrafyanın
ve yeryüzü parçasının sağ salim bırakılmadığı toptancı sepettindeki fosil fanus
Gökyüzünü dünyaya kapatarak
Yeraltının derinliklerine savuşup sıvışan kaçakta maksadını haddini aşansa kuru kuruya insan
Ne buğday buğdaydır ne erzak erzak ne ambar ambar
Çeyreğin buçuğuna
Milim milim
Yarı yarıya büyüyor küçülüyordur ay
Dolanıyor geziniyor yıldızlar, dolanıyor geziniyor dünya
Sular köpürüyor dalgalar büyüyor, küçülüyor gün , doğuyor batıyor gün..
Dağdan doğan güneş ufuk çizgisinde kızıllara boyanarak yeşil vadilere yüksek doruklara ve engin denizlere
Yıldızlar kristal cevherlerde ziynetini nakışlanıp işleyen. cevahir kıvılcımları yontuyor kilitli sandiktan
Bilir misin ki Ay doluyor
Yıl bitiyor
Bir kuyumcu körüğü gibi kainatın aşk sanatını dokuyan kuzeyinden
Güneyine çoban ateşleri yakarak
Doğudan batıya her taraftan her yere Islık çala çala insan çağırıyor yalnızda ıssızda yitikte firari kovalayan rüzgar
Geceleyin bir esiyor
Gündüzlerde sefer sayısı bilinmeze Ağustosu eylül eden
Bilirsin elbet, bilirsin…!
Güz künyeli dolunaylardan esen yelleri
Ağustos/24
Kayıt Tarihi : 17.8.2024 14:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!