Halit Mehdigil Şiirleri - Şair Halit Meh ...

...Sevilmeyecek gibi değildi ki.ilk nefesimi aldı ğımda o beni yaşama bağladı.onun sayesinde kucağa alındım.Onun sayesinde bak işte elimi ısırıyor, dişleri çıkmaya başlamış,dediler.Gülümsediklerinde
bana akardı hep.O beni sımsıkı tutturdu yaşama.O benim sevgilimdi.Beni ondan ayırdıklarında yüreğim buruk kalırdı.Gözlerim solar, yaşam bulanıkla
şırdı.Bazen onu babamda,bazen annemde, bazende Sarıbaş köpeğimin gözlerinde görürdüm.
...Size Sarıbaş adlı köpeğimi anlatsam,inanmazsınız belkide...
....İlkokul üçüncü sınıfta kardeş gibi üç arkadaş tık.Bizi bağlayan da oydu gerçi...18 yaşımıza geldiğimizde ikimiz öğretmen olmak için tahsil yaparken, birimiz İstanbul Siyasal Bilgiler Fakül tesini kazanmıştık.Bir gün Siyasalda okuyan koşudan dönerken terli terli soğuk kolayı içiyor. Ciğerleri tahrip oluyor ve ikimizi öksüz koyarak, çekip gidiyordu öteki dünyaya...
...Arkadaşım ölümün koynunda olsa da Yavuz ile beni hala ona bağlayanla idare ediyoruz...İşte Sarıbaş'ı vefat eden arkadaşımlara vermiştik.Aradan 8 yıl geçmişti arkadaşım vefat ettiğinde.Başsağlığına gittiğimde Sarıbaş'ı karşıdan gördüm.Aramızda yüz metre vardı.Sarıbaş havlıyordu.Korktum eğer bağlı olduğu zinciri koparırsa beni fena halde hırpalar diye düşünüyordum. Bunun yanında o Sarıbaş'ta var mı bilmiyordum,ama benim içimi yakıyordu. Sarı baş'ımı görmek için can atıyordum.Beni Sarıbaş'a o çekiyordu:

.......İnsanlık ve Türklüğe önder olan Mustafa Kemal'in 57 yıllık portresine baktığınız zaman ne görürsünüz tabiiki gece gündüz çalışmak ve emek.
.......Türkiye fabrikasının Mustafa Kemaller gibi emek veren ürünler yeteri kadar olmadı.
.......Cumhuriyet ne ister emek ister. Allah'a iyi bir kul olmak ne ister, emek ister.İyi bir anne,iyi bir baba,iyi bir vatandaş,iyi bir dünya vatandaşlığı ne ister; emek ister.
.......Mustafa Kemal dini kulluk alanda ve yönetim vatandaşlık alanında kıraç toprakları islah edip uygar,bilime yönelen,mutlu bir dünya ülkesi ve mutlu bir dünya amaçlamıştır.Oturun şöyle bir düşünün hangi lider dünya insanlığının mutluluğunu amaç edinmiştir?
.......Sizlere ÖZ TÜRK DEVLETİ'nde bahsettim.Gerçekten Cumhuriyete ve dine Mustafa Kemal zamanında emek verilmiştir. Sonrası fitne fesatın karış tığı emeğin emeksizlikle rota değiştirdiği bir dönem olmuştur.
.......Dinci kesimde ASR'I SAADET dönemi diye bir özlem var dikkat edin. Ben size Bu Asr-ı Saadet'in şimdi ne demek istediğini size tercüme edece ğim. ASR-I SAADET özlemi ne demek istiyor.Peygamberimiz zamanında İslam'a yapılan emekler peygamber sonrasında yapılmamıştır,sapılmıştır. Bunun tercümesi budur.İslam'dan gittikçe uzaklaşılmıştır.

......Sevgili Nasrettin Hocam,
.......Bütün gelmiş Türk büyüklerinin içinde en çok seni sevdim. En çok sana imrendim. Derler ki Nasrettin Hoca Doğu kültüründen ta Hindistan'dan gel miş.Akşehirliler sahip çıkmış,reklam yapmış ola...

........İster korkan,baskı altına giren bilinçaltını,gülmeceyle delmeye çalışsın, adını Nasrettin Hoca fıkrası koysunlar,ister gerçekten yaşamış bir Nasrettin Hocam olsun.İkisi de beyinlerin özlediği, sevgiliye işlenen mendildir.

........Hocam Türkçemiz açısından kimse Yunus Emre ve senin hakkını yiye mez. Ne Farsça'ya ne Arapça'ya ne de başka bir dile kaçmışsınız. İkinizi de

........Türk toplumunu bilinçlendiren Tıp Fakülteleri topluma değişim yaşatıyor.
........Kırsal kesim insanları artık elleri böğründe düşünüyor.Oğlan babası kayın pederlere, artık suçlu gözüyle bakılmayla başlanmış. Erkek torunu ola mayan dedeler kara kara düşünmeye başlamışlar:
- Oğlan çocuğu olmayan bir oğlum varmış!
............Bu arada gelin kaynanalarının elinden önemli bir silah alındığı için kara kara düşünmeye başlamışlar. Artık gelinlere:
-Bunca yıldır bir erkek çocuk doğuramadın! , diyememenin ezikliği içinde kız annelerinin yüzene bakamaz olmuşlar!
......Gelinlere gelince iyi ki varsın bilim deyip, derede çamaşırları yıkayıp da kuruduktan sonra sağ kolunu büküp böğrüne koyarak kırmızı sepetteki çama

.......Biz batının ahlaksızlığını almışız. Bu doğru. Biz batının ilmini almamışız.Bu Yanlış.(Serzeniş cumhuriyete,Atatürk'e) Siz söylediniz,biz inandık! Tabi ina nacağız.Yıllardır Kur'an Kurslarında en Arapçası'ndan Kur'an'ı okuduk anla madık, onun yerine Kur'an Kursu hocası anlattı biz ona göre dinledik ve inandık. Şimdi sizi dinleyeceğiz ve inanacağız. Derin düşünmeyi biz öğrene medik,öğretmediniz.

.... Mesela altı yıldır iktidardasınız bu TV lerdeki burjuva pislikleri ne? Hangi bilimsel eğitimi yaptırdınız TV'lerde sayın imam Hocam!

........Ağzımıza verdin yarım ton kömür,bir teneke yağ,10 kilo pirinç.. pardon verdin emzik uyuyoruz. Hem bu yeni değil ki siz 1950'den bu yana öyle diyor sunuz. Batının ahlaksızlığını de aynı anlayış taşıyor bu ülkeye...Hem taşı hem vur cumhuriyete içinizdeki adalet tatilde zaten...

.........O gün beş yaşındaki Açelya annesi ve babası bir de yirmi yaşlarındaki
misafir Ayşegül Hanım'la birlikte sofradalar...Açelya'nın tabağında beş köfte vardı,üçünü yemişti ve doymuştu. Annesinin yüzünde gözleri kalmıştı.Keşke:
'Bitir şu tabağındakileri,demese! 'Kusmak istiyor ve yemek istemiyordu.
........Ayşegül anlamıştı, sevimli Açelya'da bir huzursuzluk olduğunu sezmişti:
-Doydun mu Açelya,neden yemiyorsun?
-Ama...

.......Adım................................................................. Türban
.......Doğum yerim...................................................:Fransa(Bir sosyete balosu)
.......İsim babam.....................................................::Osmanlı'nın Paris sefiri
.......İsmimi Fransızca'ya uyarlayan........................:Fransız sosyetesi
.......İlk turizm durağım..............................................Lübnan
.......Örtme şeklimdeki değişiklik............................Lübnan iç savaşı'ndaki

.......Aşağıdaki sözler bana yazıldı.Kimin yazdığını açıklamak istemiyorum.Çünkü kimliği değil, düşünce kimliği benim için önemli.İşte o düşünce kimliği niye
böyle olmuş analiz etmeye çalışacağım,naçizane.
......Aşağıdaki yorumu bana yazan arkadaşa ben sevgi çiçeklerini gönder dim. Yine gönderiyorum.Aynı gemideyiz.Bu gemideki insanlar sinerji oluştur masalar(Maddi ve manevi güç biriliği) gemi su alır.batar.

Gönderilen yazı işte bu:
Gönderen:......... ...fan

......Yazmaya başladıktan bu yana 'Düşünce üretme merkezim' durmadan çalışıyor. Her yazdığım yazı sanki bir evladım. Yazmak çok güzel bir dünya imiş. Eğitimin okuyan- yazan eğitim olmamasından yazma yönümüz güdük kalmış.
......Ürettiklerimden biri de bu 'ÖZ TÜRK DEVLETİ'. Beynimin ürettiği bir şey.
Belki bitişik yazılmalı.
.......Mustafa Kemal TÜRKİYE CUMHURİYETİ'Nİ kuruyor.Taze,dinamik capcanlı bir devlet. Yedi düvele karşı savaşmış 'Hasta Adam' teranelerine buyrun:
TÜRK ÖLMEZ! deyip genç bir devlet kurmak.

......Becerebilseydim size üçgen pramitler ya da o da olmazsa üçgenler çizerdim. Tam 201 tane.(Dünyada 201 ülke var.) Yanyana.Bu pramitleri katman katman boyardım.
......Bütün ülkelerde sosyal pramidin olduğuna inanıyorum.Pramidin ya da üçgenin en üst noktası sivridir.O sivri noktada ülkenin en zengin,en kurnaz, ekonomiyi yönlendiren gücü ya da kişisi oturur.Bana göre yeryüzünün kuru luşu hep böyle.En üst sivri noktadaki kişi ya da grup kim ise saadetini sür dürmek için her hileye başvurur.Her yol mübahtır.Zaten üstte kalmak üste çıkmak kolay mı?
.....En üstteki katmanlar ülkeyi yönetmezler.Yönetirler ama birinci elden de ğil.Yani kendilerine tıpkı bir patronun memur çalıştırması gibi; kendilerine başbakan,milletvekilleri ve bürokratlar seçerler,onları halka oylatırlar, Dolaylı atama yaparlar.İnanınki bunlar resmi olarak evraklar üstünde görünmez. Bunlar zuhur ederler.Siz güneşi görüyorsunuz ama onun ısı ve ışık enerjisini görebiliyor musunuz? Hayır göremezsiniz.Güneşin ısı enerjisi aydınlık olarak zuhur eder,ısı enerjisi de giyiminizi kalın ya da ince giymeniz,günlük işlerinizi düzenlemeniz gibi çeşitli şekillerde zuhur eder.
......Türkiye'de TÜSİAD var.Bursa Keles'teki bir kooperatif yönetimiyle TÜSİAD'ın kuruluş şekliyle bir farkı var mı? Hayır yok? Peki bütün başbakan lar ve muhalefet partileri niye TÜSİAD le görüşür de sık sık, Keles' teki KOOPERATİF ile neden görüşmüyor. Kooperatif alt katmanlarda. TÜ
SİAD en tepelerde. Ülke ekonomisini yönetmiyorlar görünürler ama etkileri
birinci sıradadır.