Sır olan cemale desturla bakıp.
Hakkın nazarını görenler bilir.
Nefsi emmareyi ateşte yakıp.
Şeytanı çarmıha gerenler bilir.
İmanlar şahlanıp çıkar yüceye.
Kâinat gark olur döner niceye.
Kandiller yanarken dalıp geceye.
İbadet hazzını sürenler bilir.
Gönüller bağına rahmetler yağsa.
Besmele çekerek surete değse.
Divanda el pençe boynunu eğse.
Eşiğe yüz sürüp girenler bilir.
Sahrada o güller aşkla açarken.
Nurunun şavkını her an saçarken.
Aşkın ırmağında zemzem içerken.
Kevser’in başında duranlar bilir.
Sevdanın arkında durgun akınca.
Tenine bir rüzgâr buse takınca.
Nazlanıp niyazla arza bakınca.
Keramet ehlini yarenler bilir.
Serdar’ım aşkınla yanıp tütüyor.
Bülbüller misali harla ötüyor.
Vuslatın başında ömür bitiyor.
Arifler sırrına erenler bilir.
Kayıt Tarihi : 3.2.2020 09:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!