Bilinmeyen
Köyde akşam çanları çalmaya başlamıştı bile, yorgun küçük kuşlar da dinlenmeye çekilmişti, sadece çayırlarda cırcır böcekleri hâlâ ötüyordu ve orman dağlardan hışırdıyordu. Sonra mısır tarlalarının arasından bir gezgin çıktı, uzak diyarlardan gelmiş gibiydi. Evinin önünde, çiçekli çardakların altında, bir adam onu keyifli bir dinlenmeye davet etti. Genç kadın ekmek ve üzüm getirdi, ardından Ayran, yumuşak akşam ışığıyla çevrili bir şekilde yanına oturdu ve kucağında gülümseyen kıvırcık saçlı çocuğa yarı utangaç, yarı huzursuz baktı. Köye daha önce bir kez geldiğini sanırsınız, ama kıyafeti o kadar tuhaf ve garipti ki, ifadesindeki ateşli yazıyı okumak, sessiz bir gecede uzak bir şimşek gibiydi ve gözleri onunla buluştuğunda, neredeyse korkardınız, çünkü sanki cennetin derinliklerine bakıyormuş gibiydi. Ve gölgeler şimdi daha serin yayılırken, Dumanı tüten Vezüv Yanardağı'ndan, Kuğuların şarkı söyleyerek süzüldüğü mavi denizden, Çiçek açan kristal adalardan, Deniz tabanında çalan çanlardan, Güzel misafir harika bir şekilde nasıl söyleneceğini biliyordu, içimden gelen Sözler Yağar Yağmur gibi Ne desem Gözler Başdan beri Biliyordu. Bakışlarım, Kalbim, Hislerim Susmak Bilmez, Ruhum Bu Ğeçeyi Unutmaz, Yılar Gelir Dillerde, Söylerler Bu Ne güzel bir yerde Köyümün Sessiz ve Bilinmeyen bir Aşkın Hikayesinde...
Dursuncan YildizKayıt Tarihi : 8.11.2025 05:08:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!