Aşağıdaki şiir
''Bilimin Dediği
Ölümsüzlerin Buyruğu''
İsimli kitabımın ön sözüdür
Ey ölüm
Az dur hele
Acelen ne böyle
Kıyametmi kopuyor
Kopmuyorsa
Bu sabırsızlık
Bu öfken niye
Kimsenin hükmü yok
Hükmünden üste
Senin sırtını
Kim getirebilir
Yere
Ey insanoğlu
Ölümlü kimse
Meydan mı okuyorsun
Ölüme
Onu alt edip
Ölümsüzlük mü getireceksin
Bizlere
Söylermisin
Hangi âlemden gelir
Hangi âleme gidersin
Bu dünyada işin ne
Ölümlüler gibi yaşar
Ölümsüzce davranırsın
Ölümden üstünmüdür ki gücün
Ölüme meydan okursun
Yoksa sen misin
O akıl almaz şeyleri söyleyen
Uçsuz bucaksız düz kayalara
Tırmanacağım diyen
Sana sorulan sorular
Sorulmadı hiç kimseye
Ölümün elinden kurtulupta
Nasıl ulaşacaksın
Kimsenin ulaşamadığı
O ulaşılmaz zirveye
Yükseklik
Metre değil kiometre
Sözüm şaka değil
Hakikatten de öte
Tırmanabilir misin
Binlerce metre yükseğe
Göklere
Tırmananlar var
Olmasa
Olmazdı savım
Hakikatten öte
Dünyaya gelirken
Doğmadınsa ayakta
Doğar doğmaz
Başladınsa yürümeye
Ya hiç başlama
Bu işe
Ya da
Şimdiden başla
Düşünmeye
Doğduktan bir gün sonra
Tırmanmadınsa ağaca
Bir sonraki gün
Atlamadınsa daldan dala
Atladığında
Korku düştüyse içine
Yada
Zerre güçsüzlük hissttinse
Ellerinde ayaklarında
Korkunun izlerine rastlandıysa
Yüzünde gözünde
Ruhunda
Bir daha dur
Yeniden başla düşünmeye
Anlatacağım yol gider
Dönüşü olmayan
Âlemlere
Bilemem
Lanet etsemmi etmesem mi
Hiç bilmeden gittiğim o yollara
Bir ömür yürüdüm
Yukarlara aşağılara
Bir korku tüneli ki
Rastlamadan ışığın zerresine
Umutla yükseldim
Alçaldım umutsuzca
Tırmandığım da oldu
Düştüğüm de
Ağladığım da oldu
Güldüğüm de
Güldüm
Çıldıracağım anlarda
Tutunamadım
Tutunacak dal bulup da
Dal bulunmaz yalçın kayalarda
Ağaç yetişmez
Ot bitmez yerlerde
Gülerdim
Tutunacak yer bulamadığımda
Ağlanacak hallerde
Ne yaptım bilirmisiniz
O durumlarda
Taşları kazdım tırnaklarımla
Tırnaklarımla tutunarak
İpsiz tırmandım
Düz yüzeyli taştan dağlara
İpsiz indim dipsiz çukurlara
Ne dediğimi
Daha iyi anlamak için
Danışın dağcılara
Yalanım varsa
Bana inanıp da
Hiç çıkmayın yola
Zirveye ulaşmak için
Zirveye ulaşılmaz
Alınmadan
Ölüm göze
Ölüm alt edilmeden
Ulaşılmaz
Göklerin
Eşsiz lezzetine
Şimdi
Hazırmısınız
Böyle bir yolculuğa
Ölümü alabilecek misiz
Göze
Gerçeği anlatıyorum
Sitemim
Hikaye sananlara
Masal diyenlere
Olmayasınız diye
Param parça
Gerçeği işaret ettim
Maddi alemden
Maddi örnekle
İpsiz tırmanır
Gerçek dağcı
Düz kayalara
Zirveye ulaşılmaz
Bilimsiz kafa ile
Ulaşılır
Milyarlarda bir olsa da
Bilim ile
Akıl ile
Ona benzer
Manevidir
Bizim yolculuğumuz da
Ama maddeden ötedir
Gerçekliliği de
Yolculuk
Bedenle değil ruhla
Zorluğu daha fazla
Bedenle giden ölür bir kere
Dakika sürmez gider saniyelerle
Eğer tırmanmak istersen ruhla
Ölürsün binlerce kez kere
Saniye değil
Ölümün sürer
Günler aylar yıllarca
Zorluğu ondandır
O yüzden
Mükaffat yoktur
Mükafatından üste
Sözlerimin eksiği var
Yoktur fazlasıda
O yolculuğun
Dayanamasın acısına
Varamasın o acısının hekimine
Düşersin acının peşine
Gidersin seni nereye götürürse
Onun sana geçer hükmü
Senin hükmün geçmez
Acına
Anlayamadınsa
Anlayana kadar dinle
Girersin
Dönüşü olmaz yola
Sözlerim
Gayri ciddi gibi gelebilir sana
Bir gün
Öyle gelecek ölüm de
Ölüm geldiğinde
O kadar ciddi olmayacak o da
O yüzden
Dikkate almalısın sözlerimi
O vız gelmez
Ölümün vız geldiği gibi
Bir yol ki
Devlerin diyarı
Tehlikelerin bin biri
Görürsün
Ölümden daha soğuk yüzleri
O yol ki
Dönüşü olmayan
Daracık bir korku tüneli
Yürürsün sürüne sürüne
Dönmen gerekirse
Gitmen gerekir geri geri
Göremediğin tehlikeye
Yeğlersin
Göreceğin tehlikeyi
Arzular olursun
Ölümün tatlı uykusunu
Tırmanıp yükseldikce gerilim artar
Tutan el
Tutamayacağım der derinden
Hiç bir ses
Hiç bir kükreyiş
Daha korkunç olamaz
O fısıltıdan
Bir ümitsizlik beklersin ayaklarından
Ellerinden gelen sesi
Bekler olursun onlardan
Duyar gibi olursun
O acılı sesi duymadan
Kartal olsan dahi korkarsın
O denli yüksekten
Hiç bir kartal uçmamıştır
O korkuyu tatmadan
Demem o ki
Hiç bir kartal
Benzer korkuları yaşamadan
Bırakmamıştır kendini
O uçurumdan
Aşağılara
Kanatların olsa da
En iyi uçucu olsan da
Korkar olursun
Seni okşayan rüzgarlardan
Öyle bir işe asla başlamazsın
Başına gelecekleri bilsen
Bende başlayamam
Bana ikinci bir şans versen
Her şeye değdi dersin
Zirveye ulaşabilirsen
Bin ömre bedel öyle bir an
Can nedir bilemez
O anı yaşamayan
Canının
Ayrılıktan söz ettiğini
Duymayan
Hazırlanmalısın
Eğer o milyarda bir sen isen
Verilen öğütleri anlamışsan
Hiç bir ayrıntıyı unutmadan
Tırmanacaksan
Hangi ip daha incedir
Aklın mantığın bilimin
İpinden
Yükselirken alçalırken
Tutunduğun ip incelirken
Korkmamalısın
Onun kopabileceğinden
Yıldırım olsan kasırga olsan
Koparamazsın
Daha sağlam ip yoktur
Gerçeğin ipinden
Kendine gel hazırlan
Geliyor zaman
Yolculuk
''Zamandan zamana
Mekândan mekâna''
Milyarlarca ömürlük yol alınır
An öyle bir an
Bana hak vereceksiniz
Çok çok eminim
Olacaklardan
Yolculuğunuzun sonunda
Ya da düşerken
Üç beş saniyelik
Zamanda
Ne gündüzün ışığı
Ne gecenin karanlığı
Saklayabilir gerçeği
Göklere bakanlar görür
Yıldızların saçtığı ışığı
Gündüz ise
Güneştir yapan o işi
Fakat
Kimse kendi gözünde göremez
Gerçeklere bakabilecek
Gerçek gücü
Dünyayı nasıl aydınlatırsa
Güneşin ışığı
Görmemize engel olamaz
Gecelerin karanlığı
Manevi dünyamızı aydınlatır
Aklımızın ışığı
Görmemize engel olamaz
Körlerin inancı
Amacım
Törpülemek değil cesaretinizi
Sonbahar gibi
Dökmek değil yapraklarınızı
Sizleri tırmandırıp taşıyacak olan
Ruhunuzun gücü
O gücü verecek olan şey ise
Duygu ve düşüncelerinizin temizliği
Aksi halde olmaz
Ruhlarınızın sizleri sürükleyecek
Hali
O yüzden
Yolculuğa davet ediyorum
Gençleri
Kötülük taşımaz onların
Akılları
Kelebek gibi günahsızdır
Ruhları
O yüzden kolaydır
Havalanmaları
Tanrı sürekli oturmaz
Tahtında
Ara sıra olur
Tahtını boş bıraktığı da
Oraya oturamaz
Ölümlülerden hiç kimse
Hiç bir ölümlü boy ölçüşemez
Ölümsüzlerle
Yalınız sevgilim ölçüşürdü
Akılda iyilikte
Güzellikte bilgelikte
Ölümsüz Tanrıçalarla
Beraber gideceğiz
Gidecek olanlar ile
O ölümsüzlerin
O ölümsüzlük ülkelerine
İçlerinde kötülük taşıyanlar
Düşecektir
Cehennem çukurlarına
İyilik taşıyanlarsa
Ulaşacaklardır
Göklerin katına
Gerçek güç görünür
Görünenlerin ötesinde
Olmayan güç var görünür
Asırlık dev ağaçların gövdesinde
Köklerinde
Oysa
Güç ne gövdededir
Ne de köklerinde
Güç onların ruhundadır
En zirvede
En incedalın ucunda
O dur meydan okuyan
Yıldırımlara kasırgalara
O dur
O görkemli gövdeleri
Ayakta tutan da
En korkunç çığlıklarla devrilirler
Ruhları
Ayrıldığında
Ufacık bir kaya
Nasıl
Koskoca okyanusa siper eder de
Gövdesini
Nasıl parçalarsa
Dağlar gibi üstüne gelen
Azgın dev dalgaları
Onları nasıl püskürtürse
Okyanusun derinliklerine doğru
Gerisin geri
Gençlerde öyle parçalar
Öylesine geri püskürtür
Fikirlerin
Kötüsünü
Gençleredir
Gökteki ölümsüzlerin daveti
Onlarla yükselecek
İnsanlığın yiten saygınlığı
Kartal gibi özgür dolaşacak
Onların her biri
Güçlerine güç katacak
Ölümsüzlerin öğretileri
Yeryüzünün onlar olacak
Gelecek de tek hakimi
Göklerden görünür
Sürülere musallat olan çakallar
Kötülük
Hep mazlumları değil
Yapanlarıda bulacak
Kartal
Nasıl güçlü kanatları ile
Süzülüp akarsa
Göklerdeki
Rüzgarların geniş yollarından
Gördüğü kurdu
Nasıl yakalarsa enselerinden
Enseden yakalanan kurt
Nasıl kurtulamazsa kartalın pençesinden
Çakallarda kurtulamayacak
Onların ellerinden
Ben daha zalimini görmedim
Aç kalan midemden
Derdim bin bir olsada
O açsa
Hiçbir derdimi ona dinletemem
O bana daha çok acı verir
Bin bir türlü derdimden
Hemde hiç yorulmadan
Bırak yaşamayı
Nefes bile alamam
Onu
Doyurmadan
Bu yol
Hayalin değil
Gerçeklerin hakikatlerin yolu
Ruhunu doyurmadan doyuramazsın
Ne kendini he de başka kulu
Dünyaları versen de
Ollmaz ondan açı
Daha fazla uzatmayalım lafı
Bilmeyenler
Çok kolay anlatırlar
Bilmediklerini
Dakikalar saniyeler içinde
Anlatıp bitirirler
Her şeyi
Bilenin yıllarını alır
Anlatabilmek bildiğini
Anlatabildim mi diye taşırlar
En büyük kuşkuyu
Bilmeyenlerin olmaz
Öyle bir derdi
Onlar bilmektedir
Her şeyi
O yüzden merak etmezler
Öğrenmeyi
Geldik
İşte büyülü yolun başı
Yola koyulmadan
Ödeyelim
Emeği geçenlere
Borcu
Hep söyledim
Bildiklerimi
Dinlemedi hiç bir ölümlü
Ölümsüzler dinledi
Bırakmadı yüz üstü
Yanıtladılar
Sorduğum her soruyu
Onlara vermek isterim
Her neyse alacağı
Elimde olsa
Bir tek cümleye koyardım
Allahı bizlere verdiğini
Ölümsüzlere verirdim
O ölümsüz
Hediyeyi
Bu şiir kitabımın ön sözüdür
Yunus Öztürk 1Kayıt Tarihi : 10.8.2012 03:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kitabımın ön sözü'dür
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!