“Elimize geçen bir soğuk varıştı,
Tam da yılın en kötü zamanıydı
Bir yolculuk için, ve öylesi uzundu yolculuk:
Dipsizdi yollar ve keskindi hava,
Kışın en ölüm zamanıydı.”
Ve huysuzdu, inatçıydı, ayakları yaralı develer,
Yatmışlardı eriyen kar üstünde.
Yıllar bir gözyaşı olup da kaymış
Nurlu ihtiyarın yanaklarında.
Yapraktan saçını yerlere yaymış,
Sonbahar ağlıyor ayaklarında.
Süzüyor ufukta bir kızıl yeri,
İçi karanlıkla dolu gözleri;
Devamını Oku
Nurlu ihtiyarın yanaklarında.
Yapraktan saçını yerlere yaymış,
Sonbahar ağlıyor ayaklarında.
Süzüyor ufukta bir kızıl yeri,
İçi karanlıkla dolu gözleri;
*Tebrikler bu güzel paylaşım için*
Sonra şafakta ulaştık ılık bir vadiye,
Islak, kar çizgisi altında, koklayarak bitkileri;
Akışkan selle ve su değirmeniyle dövülüyordu karanlık,
Ve basık gökte üç ağaç,
Ve yaşlı beyaz bir at dörtnala gidiyordu çayırda.
Sonra geldik açık kapısındaki kirişlerin üzeri
Asmalı bir tavernaya, gümüşüne zar atıyordu altı el,
Ve tekmeliyordu ayaklar boş şarap tulumlarını.
Fakat haber yoktu, ve böylece sürdürdük
Ve ulaştık akşam vakti, bir an bile öncesinde değil
Bulduk o yeri; memnuniyet vericiydi (denebilir) .
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta