BİLENLER BİLMEYENLERE ANLATSIN
Camide vaaz için Hoca kürsüye çıkmış,
Cemaati süzerek, İnceler gibi bakmış.
Hocanın bilgisine herkes verirmiş değer,
Oysa Hocamız ogün hazırlıksızmış meğer.
Hocamızın elinde kitap yok, pusula yok,
Halbu ki cemaatin beklediği mevzu çok.
Ama gelmez aklına, aktaracak bir konu,
Ne kadar düşünse de bir türlü gelmez sonu.
Cemaate seslenir; "İlgi görürüm sizde,
Anlatacaklarımı kim bilir içinizde?"
Cemaat bir ağızdan; "Yok Hoca bilmiyoruz,
Sizden öğrenmek için buraya geliyoruz."
"Madem ki bilmezsiniz ben size ne diyeyim?
Vaaza hiç gerek yok, bu kürsüden ineyim."
Bir hafta sonra Hoca yine çıkar kürsüye,
Tekrar nutku tutulur, cemaate ne diye?
Sormuş aynı soruyu yine cevap istemiş,
Cemaat bir ağızdan; "Evet biliriz" demiş.
"O ki biliyorsunuz, gerek yok anlatmaya,
Vaaz burda bitmiştir, görüşürüz haftaya."
Daha sonraki hafta anlaşmıştır gelenler,
İkiye bölünmüşler; bilmeyenler, bilenler.
Hocadan aynı soru kürsüden zuhur eder,
Yarısı; "Bilmeyiz" der, yarısı; "Biliriz" der.
Kıvrak zekâsı ile buna da bulur çözüm,
"Tebrik ederim sizi, yok diyecek bir sözüm.
Herkes bu eksikliği birbiriyle kapatsın,
Kimler biliyor ise, bilmeyene anlatsın."
Sezayi TUĞLA (02 Temmuz 2020)
Kayıt Tarihi : 22.9.2020 15:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!