Bileklerimle Kelepçelerlerin Kardeşliği:

Birdal Erdoğmuş
51

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Bileklerimle Kelepçelerlerin Kardeşliği:

/Boşunalık duygusuyla, vurdumduymazlığı ve hukuki demogojiyi adalet sandık!
’yargı diyalektiği önyargısız ve koşullanmasız’bir hükme ulaşamamış
ve sistematik yasalar sakat doğmuşlardır.
yasalar insanın, dünü, bu günü ve yarınlarını yaralamıştır! ..
kuvvetlinin, kuvvetsizi acımasızca yok ettiği, bu adalet bunalımında,
herkesin hakkı tehdit edilmektedir.bu yüzden sadece yaralarımız bağımsızdır! ../

I

Şimdi yağmalanmış bir ülkenin batısında,
bileklerimle, kelepçelerin kardeş yüzünde/
bağışlanmaz suçlarla kesişir yolum...
soğuk kış gecelerinde yuvasızlığı çukur hayatların,
okunaksız ve alabildiğine derin alınyazısıyla...
kimi zaman gecenin sessizliğini parçalayan bir türkü uzanır,
harcı yeni karılmış umutların dilinden...

her yerde insanların şehvetli karanlığı
kıllanmış düşlerine ağda yaptıran orospular
ve kendi vicdanını haczedemeyen avukatlar, uzuvlarını kaşımaktalar! ..

hegemonik yapısında yeni çağ aşkları, çırpınarak ölüyor! ..
akortu bozulmuş hayatın, türküsü söylenemez! ..
yaşadıkça eksilen, sevdikçe çoğalan ve sana uzanan/sana uzayan hayat-
anlatılması güç aşklarda, Yaralarımdan tanı beni, sevgiye dayanıksız acılarımdan
ve infilak eden şiirlerimden-tanı beni, gittiğin yakınlık, asla dönemediğin uzaklıklarda
dudaklarında cam kırıklıkları ve kanayan susuşlarınım senin, bağır beni-bağır beni...
sen, yalnızlığımın karanlık çıplaklığında, içimde upuzun yarıklar bıraktın, çok ayıp ettin! ..
kim bilir şimdi nerelerde masumiyetin gasp edilir, nerelerde anlamını kaybedersin! ..

II

her şey ama her şey! ..
dalgınlığında başlıyor
kalbimde patlayan bir cephaneliktin
inançlı sevmelerin sancılı öyküsü

beni tanımaz bu sızlayan harfler, bu uğultu, bu senden uzaktalık, bu dağınıklık,
bu karanlık ve her şeyden kopuk ruhum...
sen tanı beni kalabalıklara dönük yüzümden
sorularım kalbinde yanıtını, acıklı öyküm sen de anlamını bulsun...

III

çarmıha gerilmiş İsa’nın yasıydım bir zaman, emperyalizmin acılı sürecinde
kimse tanımaz beni, bu paraya yenilmiş yasalarda katledilirken insanlar
ve örtbas edilirken zorbalıklar, yasalar tanımaz yalnızlıkları! ..

IV

aşklarım çırpınarak ölüyor! ..
meyve vermez darağacı
adaletsiz susuşlara dağıldı yaralarım

senin için uzun yollar yürüdüm
uzun yağmurlar yağdım
uçurumlarda uçmaya kalkıştım! ..
kuşların çığlığında, karakışların ıssızlığında kaldım! ..

V

duygularına kürtaj yaptıranlar hep kendi mezarlıklarında...
tabancamı doğrulttum, hep ıskaladığım hileli sevişmelere, yine ıskaladım! ..
kimse aramaz sevginin yokluğunu, sormaz zulümlerin hesabını
umutsuzluğunun nedenini soruşturmaz! ..
ipe sapa gelmez yalnızlıklarda, artık artığı bile değilsiniz aşkların

VI

say ki ayrılık binmiş omuzlarına, sen vazgeçme taşımaktan
say ki ömrün törpülenmiş, yurdunda ve acıların kardeş yüzünde
say ki her hangi bir yoksulluğun uçurumundasın düşmenin-
soylu bir gülümsemeydi ölüm-ölümünde önüne geçen delikanlılıklarda...

hayallerini çaldırdın, sesini, şarkılarını ama çaldırma yalnızlığını! ..
’çünkü insanın insana vereceği en değerli şey yalnızlığıdır! ..’

(Birdal ERDOĞMUŞ/2008)

Birdal Erdoğmuş
Kayıt Tarihi : 21.2.2011 13:16:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Birdal Erdoğmuş