Güz çiseleri çimenlere düşende
Dayanılmaz/
Çağrıları duyulurdu kılavuzların
Tepeden tırnağa sucuksu ıslanmağa
Can atan çoban uşaklardık
İsli çıra ışıklarımızda gözleri kamaşırdı
Zifiri karanlık vadilerin
Çırakmanlarımıza yağan bıldırcınlar
Bulguru kurutan hohor kuşları
Türkü nara bastırırdı korkularımızı
Tutuştururduk eylül gecelerini
Annemiz tarla yorgunu
Taze mısır, feli kabak, fasülye
Sepet dolusu bereketle
Köyden döner akşam namazı
Başlardı günün son vardiyasına
İnek sağar sofra kurar döşek serer
Sızar kalırdı ocak başında
Biz geldik anne
bakır kazanını asıp zincire
Çoban ateşini yükseltir mertekler boyu
Kuruturdu giysilerimizi birer, birer
Cuguda dumanları acıtırdı gözlerimizi
Uykusu kaçınca annemin
Gül açaredı mezere evimiz
Kurulur sofralar pekelere
Maşrapalara ayranlar dolar
Bıldırcın yahnisi ziyafetimiz olar
Kayıt Tarihi : 2.10.2012 23:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
eki hikaye

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!