Bildiğin Köy İşte.. Şiiri - Hacı Gürbüz

Bildiğin Köy İşte

Anlat köyü bakalım
Ne anlatayım ki bildiğin köy işte, otururlar üçer beşer köprünün başında, okulun bahçesinde, ve köy’çinde.

Köprü başında inek alıp dana satarlar, okulun bahçesinde erkekler cumhurbaşkanı seçip meclis kurarlar, köyçinde gündemde ne varsa mutlaka bir dedikodu bulurlar konuşmak için, sonra dağılırlar herkes evlerine.

Seni anlat bakalım

Benim neyimi soruyorsun ki herkesin tatlı ve derin uykularının kozasına çekilirken, uzun uzun konuşacak bir arkadaşım yok benim.

Köyü anlat bakalım

Bildiğin köy işte nesini anlatıyım mevsimine göre sabah kalkarlar, ineğini olan sığıra sürer, kimi tarlaya gider, kimi bahçeye, ilkbaharsa madımak mantar toplamaya giden olur, yazsa kuşburnuyla, Zuvala genelde hep yaşlı insanlar zaten işe gücü yetmeye ve çenesi çok olur, sonunda gene aynı yerlerde birikip başlarlar sohbete.

Ya sen

Yok benim uymaz kafam onlara ilgimi çekmez sohbetlerini, ben koca köyde yalnız hissederim kendimi, bilirsin beni okurum ben beni etkileyen bir kitabı okuyup bitirince elimden bırakınca, düşündüklerimi paylaşacak bir arkadaşım yok benim.

Anlat köyü, ne zaman güzel olur, güzel mi, güzel olmaz mı, bildiğin köy işte, üç tarafı orman yeşillikler içinde, yazın kalabalık cıvıl cıvıl doluşurlar hanelere tatile gelenler, kiminin geleni gideni çok olur, kiminin kapısını açan bile olmaz üzülürüm, düşününce herkes ufak tefek işinde gücünde uzun boylu bağ bahçe işleri yok biz de, herkes evinin önünde.

Ya sen

Aslında üç arkadaşı olan çok zengin biri sayılır, ben kalabalık içinde yapayalnızım, hani bir nisan yağmurunda ıslanıp şiddetlenince, kaçıp bir serpenek altına gülüşerek seyredecek bir dostum yok benim.

Uzun uzun anlat bakalım bana,  tavuğun cücüğünü, kedisini köpeğini, kuşunu, kargasını, kavğasını, çiçeğini böceğini, kuzusunu eşeğini, deresinin tepesini, eşmesini çeşmesini, gecesini güneşini, ayını yıldızını, lapa lapa yağan karın rüzgarını, toprak kokusunu çok özledim, bekle beni bir gün geleceğim.

Anlatmaya ömür mü yeter, çok uzun hikaye bu, çabuk gelsen çayımızı içerken konuşsak anlatsam hem görsen olmaz mı.

H.G