Siz keyiflerden bahsediyorsunuz,
Ben bunları istemiyorum.
Dünya hayatinin renklerini sayıyorsunuz
Ben uzaktan geliyorum, yıllar var seni arıyorum.
Ve ülkene çıkıyorum işte,
Ardıma bakmadan sana koşuyorum.
Tüm gemileri yaktım gerideki
Seni almadan dönmeyeceğim, and içtim,
Seni seveceğim, öleceğim çaresizim.
İSTANBUL'DA GÜN
Bak işte yine güneş doğuyor
Üstüne güzel istanbul'un.
Yeni bir gün başlıyor
Kalbim, sanki ayrıldı ikiye ortasından,
Bir avuç hiçran içtim kaderimin tasından.
Göğsümde hasta bir kalp, gönlümde bin elemle,
Kipriğimde titreşen bir kaç avare nemle
Evvela sana baktım
Güldüm
Sonra saatlerimi, günlerimi
Yavaş yavaş bağladım sana
Tüm zamanlarımı
Binbir dert omzumda, taşıyorum yükünü
Bir karanlık örter diğer bir karanlığı
Gün ışığı haram bana, geceler tek yaranım benim.
Eğilen başım çelimsiz kollar
Nasıl sarsın aydınlığı?
Bu basamaksız merdiven nasıl çıkılır bilemem.
Irak anısına...
Benim ülkem hem uzak hem yakın
Yollar uzun bayraklar farklı
belki de bir yer var orada
kanların karıştığı.
İstanbul sokaklarında
Yağmur sonrası bir gece
Seni yaktım
Tütün tütün
Seni çektim ciğerlerime duman duman
Her kuytu köşede
Sevgi dedikleri şey ne olsa acaba,
Bir kalp sızısı, bir gönül yarası.
Aşk dedikleri şey ne olsa acaba,
Bir gönül oyunu, bir büyük macera.
Biliyorum casusların eline kaldık
Bu dibi delik kahpe sandalda.
Kıpırdasak asılacak ellerimiz
Başımızı çıkarsak korkulu rüyalar göreceğiz.
Gelme karanfilim ne çıkar,
Beni istiyorsun seviyorsun ya…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!