Gözüme perde çekilmişti, açıldı.
Duymayan kulaklarım duyuyor.
Hissetmeyen kalbim hissediyor.
Acı dolu kadere katlanmak için
dişimi sıktım, yarama tuz bastım.
Kabuk tutmaz karanlığa
her gece tütün sardım.
Gururu ayaklar altına
alıp yerle yeksan eyledim.
Öfkemi liğme liğme çiğnedim.
Kinimi yaktım, kor ateşte kavurdum.
Maskeli yüzlere kara çaldım.
Bitmez yalanları balçıkla sıvadım.
Şahsiyetlere, ederi kadar
değer verip üstünü geri aldım.
Arındım, duruldum.
Nefsi, pirüpak eyledim.
Ruhumu eledim.
Kararmış kalbi akladım.
Yalanları arkada bıraktım.
Gerçeğin peşine takıldım.
Düştüm, yılmadım doğruldum.
Parçalara ayrılmış ömrümü topladım.
Aldanmışlığı savurdum.
Yolumda ileri yayaladım.
Gel gözyaşım, gel.
Neyleyim sensizliği?
Sırtını sırtıma ver,
beyaza boyayalım yeryüzünü.
Yüzleri yıkayalım.
Maskeleri yakalım.
Servet Kocakaya'nın da dediği gibi;
"Yalan dolan Kabe'leri dolandım.
Seferiydim, ne sularda bulandım.
Kader denen şu uykudan uyandım.
Temiz, pak et gel ömrümü, bunaldım."
Kayıt Tarihi : 25.10.2018 22:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
7 NİSAN 2018 CUMARTESİ
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!