O, dalı goncayken eğilmiş çiçek,
Ben, beklerken yorgun düşmüş kelebek,
Dalına konmadan ömrüm bitecek,
Kırıldı konunca, dalları bir bir.
Görünce uzaktan baka kalmıştım,
Endamına, işvesine dalmıştım,
Sekerek geçince ahu sanmıştım,
Savruldu saçının, telleri bir bir.
Ona vuslat için ömrümü verdim,
Aşkını dilendim, sen de sev dedim,
Ona koşup hep kavuşmak istedim,
Kapattı koşacak, yolları bir bir.
Umutla bekledim, sevecek dedim,
Geçtiği yollara çiçekler serdim,
Seviyorum dedim, güller gönderdim,
Yoldu gönderdiğim, gülleri bir bir.
Hasretlik yazılmış kara kaderde,
Bilmiyorum, çare var mı? Bu derde,
Var ise çaresi, söyleyin nerde?
Bilenin söylesin, dilleri bir bir.
Kimseler anlamaz benim halimden,
Kim anlar ki, suskun gönül derdinden
Kimin tutmak istediysem elinden,
Bağlandı arkada, elleri bir bir.
Ben hep sustum, ben sustukça o coştu,
Bana baka baka aşkına koştu,
Halimi görenler acıdı, şaştı,
Yaşattı saydığım, halleri bir bir.
Yıllardır hasretle, her an yanmıştım,
Ayağında tûrâb* olmuş kalmıştım,
Aşkıyla yanmaktan küle dönmüştüm,
Savurdu sonunda, külleri bir bir.
*Tûrâb : Toprak, toz, alçı.
Yazılış: 21.02.2018
Abdullah Haktankaçmaz
Kayıt Tarihi : 21.2.2018 10:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!