Tavanı buz tutmuş bir hayal kırıklığının
Tabanın da birleşmiştik seninle,
Günlerden umut...
Saçlarına buğday ekilmiş
Küçük bir kız çocuğuydun sen
Ben bakışlarım da orak bilerken,
Ağustos teninden gün çaldığında
Karanlık tedavülden kalkar,
Yeryüzünde şehir şehir
Güller açardı...
İsmini koyamadığımız bir mevsimin
Soyadıydın sen,
Sisli sabaha uyanmış sarhoş martı,
Gözleri esmekten çapak tutmuş rüzgar,
Sen;
Suyun dudağı,
Toprağın göğüs kafesi,
Elhamdülillah...
Gökyüzüne sert davranırsan, tazikli yağdırır Allah yağmurları...
Gün batarken,
Küfleniriz seninle
Akşam üstü altı buçuk kızıllığında,
İçimize bir tutam acı serpilir,
Terimiz tuza dönüşür
Hararetli bir sevişmenin ardından,
Sen balistik kokarsın
Ben hafif narkotik,
Suçluyuz biz, ince belli günahkar...
Tam şuanda öptüm sabahı
Pudra şekeri beyazından,
Nikotin şahit sararmışlığıma,
Araba kornalarında kaybediyorum
Çığlıklarımı,
Dilimde kurabiye tadı bırakan yanaklarına
Selam söyle benden;
Ben sana Ağustosun en bıçaklı
Gününden geliyorum...
Kayıt Tarihi : 30.11.2011 04:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Günlük Seanslardan
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!