ben bugün doğduğumda
daha ilk kucağa alındığımda
soğuk bir kış gecesinin
ağlayan sesi olduğumda
mustakil bahçeli bir evin
dört tarafı leylaklı konağında
annemin gözü gibi baktığı
iki uzun selvi boylu çam ağacının
şahitliği huzurunda
at nalı çakılı kapıdan geçmiş başım ilk
kısmet sayılırmış demek ki
bana ait ne varsa bu çamın dibine gömmüşler
ve ben büyüyünce ondan mıdır nedir
hep ağaç sever olmuşum
dağ gözler olmuşum
hep hasret düşmüşüm de sevdiklerimle
yol gözler olmuşum
bir platonik olmuşum da Leyla gibi
bulmuşum bazen Mecnun'u
ama yetmemiş varlığı yine arar olmuşum
zor olmuşum yıllar gibi
çetin kışlar gibi
birbirine kavuşmayan dağlar gibi
yorulmuşum
adımda bir hafta konulmamış zaten
çok aramış babacığım ismimi
beğenmemiş onca çocuktan sonra
bana sıra gelince hiç bir şeyi
ve küsmüş anneciğim babacığıma
hayatta ilk defa
bir haftalık küslükten sonra
ismim bulunmuş ağabeyimden
aklına gelmiş coğrafya dersinden
ve iş bağlanmış tatlıya
belki bu yüzdendir
ben de bulamamışım çok aradığımı
ve hep bulamadıkça kızar olmuşum hayata
ve zanlıyı teşhisim zor olmamış
ah içime ateşler salan şu coğrafya
isyanlarım bıçaklar gibi bilenmiş
affedememişim insanları
göklerden indirmemişim inandığım bayrağı
yerli yersiz değişmemiş hayallerim
sadece yelkeni yokmuş
bir de teknesi
tamam sıkıştırmayın artık
kürekleri de sizin olsun ne yapayım
ben kendi halimde kendi bildiğimle
bırakın da rahat rahat yaşayaym...
1 Aralık 2007 02:55
Silvan GüneşKayıt Tarihi : 1.12.2007 02:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
benden tam puan
TÜM YORUMLAR (3)