Akıl almaz yaraların ardına isyanlar döken dilim,
Hırçınlıkla kendimle savaşırken, doğru bir nefesin ılık ılık estiğini biliyorum.
Râhman'i bir ferahlıkla asr suresi gibi ömre sabrı bilemenin ne iştâh açıcı olduğunu da.
Hıçkırık hıçkırık boğulmanın, ayetlerde kaybolmanın sıcaklığını da,
Rabbim senden uzak kaldım,
İçimde olan azgın dalgayı bağışla.
Ört ruhunun kepenklerini,
istilâda gülüşlerimin rengi
tutmuyor düşüncemin bilekleri
kanıyor gönlümün düşleri.
Hüznün matemine nöbet çalıyorum,
Aşk'a hizmet eden ömrümü yoluna feda ettiğim yanım,
Kelimelerin anlamsızlaştığı, gözyaşlarının mesken tuttuğu tarifsiz a'nım...
Sana yazılmış onca söz arasından, binlerce kelâma dökülen kuvvetin,
Kudretinin altında boynu bükülüyor ümmetinin.
Zerrelerime kadar işleyen günahlarım yakıyor bedenimi,
İçimde biriktirdiğim süslü alfabelerin yoluna düşenler,
Eksikliğinin ortasında kalan susuşlarımın,
Acımasız girdabında kavrulurken,
Yüreğimde kıvranan sessiz harflerin durağındayım...
Güneş nazlı, edâlı, canı sıkkın bugün
Gökyüzü olduğu kadar kızıl,
Yalnızlık kadar soğuk bugün.
Ocakta kaynayan çayın buharıyla
Odam duman duman is bugün.
Herkesin konuştuğu dilden bahsedeceğim sana;
Uçsuz bucaksız hâyâller kuracağım içinde sen geçen...
Ve satırlardan yol kuracağım kendime,
Adını söylemekten çekindiğim her an'a
Harf harf yazacağım seni.
Bir şarkının içinde geçeceksin belki,
Hıçkırıklara boğuluyor susuşlarım,
Terkediyorum terkedilmişliğimi,
Meyilliyim;
Göz pınarlarımı feryad figân sermeye.
Saçlarımdan dökülüyor ayrılığın telleri,
Sanırım yolda karşılaştık seninle belki de gökyüzünde rast geldim sana. Israrcı bakışlarımla hapsettim belki de seni gözlerimin karelerine. İşte öyle denk düştün gönlüme.
Zehir Zemberek gecelerin ardından yağmur sonrası baktığımda ellerine, is kokusuyla ıslanmışlığın verdiği hazza yenik düşerken ritmi bozulmuş kalbim. Rotası sen olan mavilikte, fora verdiğim yelkenleri, kasırgayla alabora eden yüreğin; satır arasına sıkışmış bir kelimede gizlediğim adın gibi bir köşede esmeyi beklemekte.
Bir duâ'sın bende...
Beş vakit buluştuğum Sevgili'den 5 kere seni istemek mavice...
Sır olmuş bir gizemle, pejmürde hâyâllere esrarengiz bir bakış atıyorum belki de ziyana gelecek bir ömre vebâli ağır bir Aşk'ı yüklüyorum. Kim bilir...
Olsun yine de beklerim.
Bir martının sesiyle uyandım sabaha, gözlerim okyanus gibi gökyüzünde dolanmaya başladı, evet seni buldum Mavi!
Yine senle kucaklaştım, hiç oralı değilsin hani...
Seni yazmak tüm mecâzi sıfatları alt üst etmek gibiydi
Bugünde şiirlerin nasibine ‘sen’ düştün Mavi!
Yalnızlığın ciğerlerime kadar işlemesiyle sarıldığım duman kokusuna hâyâlini fısıldarken yakalıyorum kendimi Mavi!
''Gözyaşı diye gözümde sakladığım, içimde biriktirdiğim söylenmemiş
olan Aşk'a'dır ithâfım...''
Yüreğimde taşıyamadıklarımı kağıtlara boğarken, utangaçlığımı yansıtıyorum göğe,
Tutunuyorum kulağıma değen ' sen' seslerine.
Hâyâlin akıyor yüzümden, ay delip geçiyor bağrımı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!