Su gibi aktı aşkın içimde
Arusan-ı hulddan ne farkın var
Yaktı, kavurdu güzelliğin çepeçevre
Bostan-ı cinandan mı geldin yâr
Ahmer yanağına gonca mı istersin
Gözlerim kapandı aniden,
Dünyam da karardı sahiden.
Ne takılıp düşmekten
Ne de titreyip üşümekten.
Bu ancak senin haberinden,
kartelamda kaçıncı seher
hicran bulutuyla
fosforlu renkler
pembe yalanlarıyla
bir adam bekler
kaçamak bakışlarla
Aymaz bakışlı öcü
Dişleri yaradılıştan beri perişan
Kumkusrak saçları öyle bir halde ki
Ne izafiyeti olur ne de izzeti seniyyesi
Kalbindeki ur kaplamış çehresini
Bir odadaydım,
Tanımadığım ecnebi yüzlerle.
Aynı şey için mi buradaydık?
Hayır, benim davam
Aynı olamazdı bu kahpelerle.
Acelem var, gitmem gerek.
Ama sana da bir nasihatım var;
Çok bakma yanarsın,
Kül olur kalbin,
Söndüremezsin...
Döktüm alkolü bekliyorum.
Sanma ki sarhoş oldum,
Rakılara meze oldum,
Sadece bir dost bekliyorum...
Döktüm alkolü bekliyorum.
İstedim bir şeyi
Sonunu düşlemeden.
Öyle ki;
Kendimden çok
Senin için istedim.
Lütfeder misiniz ay ışığının mağrur bakışlarını üzerimizde hissettiğimiz anda bana ellerinizi?
Tatlı ama bir o kadar karanlık esen rüzgârın kahkahalarına aldırmadan,
Siyaha bürünmüş yalancı sessizliğin ihtişamına kapılmadan,
Parıldayan yıldızların birinde yolculuğunuza başlamadan.
İzin verirseniz rehberiniz olayım şu uzun gecede,
Buruştururken sahifeleri güzelim
Birikmiyor değil elbet hayallerim
Katlanarak artarken cümbüşlü yalnızlığım
Ben bir yana çekilir sızılarım
Dökülürse bir damla yaş gözümden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!