kırlangıç zamanıyla gittin
iyimser aydınlıkların yüzü asık
ağırdan alıyorum yaşamayı
ayakta kalmaya çalışırken
uçurtma boylu kollarımı açmışlığım
sana
yalnızca sana
onuru göz yaşlarımın
karartılı pencerelerde
duvar sıkıntıları yaşatma bana
yüreğimde
bozgunlarıma sığınacak bir damla kan bırak
pusu niyetli yağmur ikindileri birdenbireli
geçmişe unutkan rüzgarların üşüttüğü
kayalıklar kadar kaskatılaşmadan küskünlüğüm
gel
kırılmasın yolağı soluğumun
bir ana caddede kar severken
evlerin ve mütevazi binaların buz tutmuşluğunu
söz veriyorum
ayaklarımız donmadan
morarıp şişmeden ellerimiz
öyküsü yarım düşler anlatacağım sana
arabesk filmler
tuzu kuru yaz aşklarından bahsedeceğim
iyimserliği hırçınlığıma dargın siluetine
saklı sevdalar yorgunuyum
şüphesiz
ellerim saçların kadar çok
şüphesiz
yangınlarımın faili ilk kez bana doğuşun
zenci gülüşü kadar berrak sadeliğinin ortasıyla
doyuruyorum karnımı
sen de bilirsin ki ince iklim duyuşları bunlar
bitmez kahkahasına kuşların hayranlığı
kireç kokulu odalar kadar masum
güz sesli çağırışlardan arta kalanımla
öleceğim kalın susuşlarına
beyazlar tükenince
anlayacaksın benim ben olduğumu...
Kayıt Tarihi : 24.11.2010 02:00:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Kağan İşçen](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/11/24/beyazlar-tukenince.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!