Nereden alıştım vallahi sana
Sarı saçlı, beyaz eteklim benim.
Zarar veriyorsun her zaman bana
Sarı saçlı, beyaz eteklim benim.
Sen elimden insanlara kapıştın
Bazen benle, halay çektin tepiştin
..
Güneş biraz ayrı düşmüş,
Dünya beyaz örtüye bürünmüş,
Gökte bir yıldız, bir ay gülmüş,
Her yeri beyaz ölüm bürümüş.
Ne tekbir, ne inilti, ne ağıd ı tufanlar,
Duyulmuyor arşa yükselen çığlıklar.
..
Ben bir beyaz kuşum anne
Kokun gelir uzaklardan
Dayanırım beter değil
Benim gün görmez yaramdan.
Ben bir beyaz kuşum anne
Aç yaylığın at üstüme
..
Uyuzçiçeğine kondu
Beyaz kelebek.
Görmedi kör gözleri
Beyaz zambakın
Safiyetini....
..
Kar taneleri düşüyor bir bir, ince ince
Hepsi beyaz mı beyaz kara kışa inat.
Hiç üşütmüyor yürekleri eriyor hemen inince
Yine de kuruyor tepelerde kalıcı bir saltanat
..
Gül beyaz,
Kan kırmızı, gül beyaz.
Şu ömrümü uğruna
Bitirdim kız Gülbeyaz.
Sabit İnce Kayseri 25.2.2005
..
Seni beyaz gelinlik içinde görmek isterdim,
Bir gece, bir gece konuşup ölmek isterdim,
Elinde ki güller gibi Gülsün demek isterdim,
Seni beyaz gelinlik içinde görmek isterdim,
Bir gece, bir gece konuşup ölmek isterdim...
..
beyaz
gül beyazı
bulut gibi
bir adımlık yerde
yıldız gibi
beyaz, masumiyet
beyaz, çiçek
..
Yeri örtende beyaz
Aklıma düşer gözlerin
Bir çocuğun misketini özlediği gibi
İçim ısınır
Seni özlerim
Yeri örtende beyaz
..
Ne diyorum biliyor musun?
Sanki ilk kez tanışmış gibi yapalım.
Bana selam yaz, kim olduğunu bilmiyormuş gibi cevap vereyim.
Tanışalım en başından.
Arkadaş olalım önce.
Sonradan yakınlaşıp dost olalım, sırlarımızı paylaşalım. Birbirimize hediyeler alalım, sürprizler yapalım. Çekinmeyelim konuşurken, ne olursa olsun küsmeyelim. Beni kıskandırmaya uğraşma, başkaları kıskansın bizi. İçten içe sevelim birbirimizi. Canım de bana, ama hiç aşkım deme. Çünkü aşk kısa. Aşk bir ömürlük değil. Sen bir ömürlük ol. Hep benim ol. İnsanlar sordu mu en yakın arkadaşım de. İçten içeyse sevgilim. Hiç sevgili olmayalım. Hayat arkadaşım ol. Birbirimizi ihmal etmeden, kırmadan sevelim. Biz olalım, ama iki sevgili değil, iki yoldaş. Her şeyime karışmana izin vereyim. Senden habersiz hiçbir yere gidemeyeyim, attığım her adımdan haberin olsun.
..
Satranç; siyah ve beyaz olarak adlandırılacak iki oyuncu arasında oynanan zeka, zaman ve fedakarlık isteyen bir oyundur tıpkı AşK gibi..
biz ikimiz beyaz hayat siyah olandı..
ve ben seni bizim aşkımızda ŞaH yapmışken,
sen başka AşKlarda piyon olmaya gittin..
..
PTT nin 165. yılını kutladı postacı amcalarımız geçtiğimiz hafta..Yıllar öncesinden hatırladıklarım var; sokağın başında göründüklerinde koşup '' bizim eve mektup varmı? '' diye sorduğumuz yıllar...Her postacı ezbere bilirdi kimin nerede oturduğunu ve bütün aileyi..Bazen o çağırırdı '' al bu size '' diye uzatmak için o zarfı.Geçen zaman teknolojiyi geliştirdi,önce cep telefonuna alıştık,sonra internetten elektronik posta göndermeye.Ellerinde kocaman, bir yığın mektupla insanları sevindiren postacı amca 21.yüzyılda sevdiklerimizin ''satırlarıma başlamadan önce herkese selam eder....''diye başlayan mektupları yerine, kredi kartı ekstreleri ve bilumum farklı resmi evraklar iletir oldular bize.Oysaki ne güzeldi o yıllar, sokak başında güzel haberler beklediğimiz postacı amcanın varlığına inanmak, '' gurbetten mektup gelecek evden ayrılma '' diye ana babalarımızın bizi sıkı sıkı tembihlemesi..Velhasıl unuttuk mektuplaşmayı,zaman kalmadı yazmaya..Oysa ne güzeldir beyaz sayfadaki kara kalemle yazılan sevdiğiniz birinin sadece size anlatması içini ve açıp açıp tekrar okumak.Siz hiç mail box ınıza gelen bi elektronik postayı kokladınızmı,onun kokusu var diye? Mektuplar buram buram o kokardı, onun elleri değimişti en son o sayfaya..Ya asker ocağında herkesin ismi söylendiğinde, o hafta mektup alamayan bir askerin, adının okunmadığında neler hissettiğini bilirimisiniz? Peki sizin için yazılmış bir mektubu okurken ne hissediyorsunuz? İçiniz titremiyormu o satırları okurken? Ünlü bir düşünüre dünyanın en değerli şeyi nedir diye sormuşlar; kısa ve net vermiş cevabı; ZAMAN dır diye..Sizin için dünyadaki en değerli şey olan zamanını harcayan birinin satırları sizi mutlu etmiyormu? ediyor değilmi...E peki neden sizde birilerini mutlu etmiyorsunuz! Bakın geçmişte o kadar yaygınmışki mektuplaşmak; Portekiz'deki Aveiro ve ABD'deki Notre Dame üniversitelerinden araştırmacıların yürüttüğü çalışma, İngilizlerin Nature dergisinin son sayısında yayımlamış. Çalışmaya göre, 1809 ile 1882 yılları arasında yaşayan Darwin, hayatı boyunca 7 bin 591 mektup yazmış, 6 bin 530 mektup almış. 1879 ile 1955 yılları arasında yaşayan Einstein ise 14 bin 500'den fazla mektup yazıp, 16 bin 200 mektup almış.
Araştırmaya göre, her iki bilimadamı, gelen mektuplara 10 gün içinde cevap yazıyormuş.
Şimdi bu yazıyı okuduktan sonra eliniz kalem ve beyaz bir sayfa arıyorsa tutmayın kendinizi, bir yerlerde sizden gelecek tekbir satır söz,koku ve ten-izinizi bekleyen birileri mutlaka vardır değilmi..Hem postacı amca da özledi o günleri...
..
Boşluklarımı dolduruyorum beyaz sayfaya
Kalemle yazmıyorum gözlerimle dalıyorum
Senle geçmiş o güzelim günlerle hatıraya
Kirpiklerimden süzülen damlalarla nokta koyuyorum
Ne kadarda temiz beyaz sayfa
Senin beni kirlettiğin gibi kirletiyorum onu
..
Beyaz,
bulutlar kadar beyaz olsa bahtım.
Yok, aman yanlış anlamayın
kara değil bahtım.
Kara değil ama,
bulutlar kadar beyaz olsa bahtım,
bulutlar kadar yumuşak, huzur verici.
..
Dağların karı beyaz
Dağlara kar duşende yüreye gam düşende
Gel gidelim dağlara yureğe har düşende
Dağların karı beyaz sen gelmedin yureğime duştü ayaz
Eriyorüz azar azar kimse bizi anlamaz
Etme ğulüm sana yakışmaz naz
Sensiz geçirdim bu yaz
..
Siyah beyaz film banyosunda duş alırken seni düşündüm.
ve bu süre içinde zamandan kazanmak için
renkli filmlerle, siyah beyaz filmleri bir arada yıkadım.
Bak ne hale geldi filmler sevgilim.
Hadi gel karanlık odaya girelim
Fotoğraflarında tutsak kalan ruhlarını açığa çıkaralım.
..
gelinlik mesela;
kimine mutluluk,bazen mecburiyet
kimine hayalden ibaret.
bazen üstüne kan sıçrar,
karşılığında bir de çocuk
beyaz çarşaf içinde,babasını uğurlar.
..
Siyah beyaz düşlerimi hep sen süslerdin.
Beyaz gelinlikler içinde siyah gözler.
Simsiyah tüllerle kaplı bembeyaz tenin.
Göze hep batıyor elmacık kemiklerin.
Rüyalarda sanırdım olmayan düşleri.
Kahkahalar getirdi güzel gülüşleri.
..
Sana o derin denizden söz edeceğim
dalgalarının beyaz köpüklerinde yüzdüğüm.
Sana o büyük kederden söz edeceğim,
Seni sevemediğim günlerden.
Sana göklerin uzaklığını anlatacağım
beyaz bir bulutun havada soytarılık ettiği,
..
sen çocuk düşlerim kadar beyaz, ılık bir bardak süt gibiydin
beni büyüten ,içimi ısıtan
öyle beyaz öyle duru ,anne sesi gibi içten,tutkulu
ey sevgili
bilmiyorum hala
Neydi bizi saran beyaz bulut
bildigim sen yaprakları uçuşturan bir rüzgardın, özledigim
..