Kevser havuzu başında yine böyle olalım.
Efendi Hazretleri'nin cübbesine dolalım.
Ve koskoca beş sene her şeyiyle bizi bekler.
Sona gelince bakmışız filizlenmiş emekler.
Eroğlu hocamız oldu bize ana baba.
Reklama gerek yok Kevser kursu bir numara.
Gel,gel dedikçe uzaklaşan bir ölüm.
Ne zaman koklasam kanayan gülüm.
Kamer ışığında yandıkça söndüm.
Anlık sevdâmı şiirlere gördüm.
Koca şehir etrafında gümüş teller.
Vazgeç gönlüm.Sadece kendine ediyorsun,acın içrendekine tat vermiyor.Sefayı kasta kapayıp gözlerini,ıslanıyorsun çıkmaz sokaklarda.Kaldırımlar mutlu etmiyor,katre yakıyor cefayı.Sineye dokunuyor umut,adımlarım acıtıyor kaldırımları.Her şeye rağmen şemse dokunuyorum.İnteha.Hubbun özüne selam,bir garip sevdaya tutulmuşum.Hamuşum...Kelimeler,yeşil,rüzgarın naifliği mektum sessizlikte.Umudum kadar kopuyor damarlarım,huşum kadar ağlıyor yaralarım, sevdam kadar özlüyor beyazım.Aşk-ı hal.Verdülahmer ahvalim.Beklemek diyar-ı hubbu en acısı da olsa,kül yatmadan dokunulmuyor ateşe.Gülün dikeni sarmadan dilbestin özünü,varılmıyor kamere.
15/11/2018
Güne yalnız başlayıp,yalnız bitiriyorum karanlık saatleri.
Gökyüzüne peçe vuran yıldızlar arasında cırcır böcekleri.
Gönlüm girdap,aklım muhalde,içremde tütüyor hercai efkarım.
Batında saatler dem vurdukça kan akıtan toprağımla mezarım.
2019
Şems vuruyor kalemin gölgesine.
Efkârı huzurla yoğurulan sîne...
Renk cümbüşü yansıyor sûretine.
Ehsenülkelam kalbin sâhibine.
Suskunluk...
Esintilere vurgun naif yaprak...
Bütün güzelliklerin son bulduğu,çıkmaz bir sokak düşünüyorum.O sokağın yerlisiyim.Her gün gördüğüm turistlerle konuşmak,tanışmak istiyorum ama eve dönüş vakitlerinin geldiğini söylüyorlar hemen.Yollar,çıplak ayaklarla yürüyen insanlarla arkadaş.Her lamba,kararmış fersiz gözlere yoldaş.Bir takvim var sadece koskoca şehirde.Korkunç ağaçların ufak bir rüzgarla yaprağını öldürdüğü gibi şehrin robot insanları da kendi takvim yaprağını kopartıyor.Güneş gündüze bile küsmüş,ışıklarını yansıtacak güzel kalpler bulamadığı için.Her gün yenilediğim kararlarla,her güne yeniden geriye dönmek için adım atıyorum.Ve tak tak.Hoşgeldin!Iki arkadaşın(?!)birbirleriyle mızraktan ellerle tokalaştıklarını görüyorum.Ve ağlayan bir dal parçası görüyorum,konuşan ama sesini duyuramayan,bir yaprak uçurmak isterken yaprağıyla birlikte kendini de kanlatan.Ve bir kuzu görüyorum,derdini kurda anlatan.
2016
Güneşli bir yaz gününde,düşünen kafamı kalpleri ısıtan güneşe kaldırırken,kulağımda kuşların sevinçli şarkılarıyla doluşup yavaşça tebessüm ediyorum.Ellerimi cebime sokup başaklar diyarında dolaşmaya devam ederken bir kuş tüyüne ilişiyor gözüm,eğilerek elime alıyorum tüyü ve çantamdaki kalp defterimin arasına koyuyorum.Her adımda düşünüyorum,bir pembe çiçek yaprağı yeter aslında huzura,düşünüyorum,güneş sevincin annesidir,düşünüyorum,mutluluğu seviyorum.
2014
Gelmeyeceğini bile bile,her dem beklerken sesini,
Bana olan nefretin öldürdü beni,öldürdü seni.
Haftalar oldu cenazeni gömeli.
Bana öldüğümde mezarıma gelir misin,çiçek diker misin demiştin...
Ama ölürken,haber bile vermedin.
Son son bakamadım sana.
-Kim o?
-Davetsiz misafirin.
-Müsait değilim.
Bir zindandayım.Ellerim başımın arasında bekliyorum onu.Her nefesimde tavandan üstüme düşen tuğlalar.Ağlıyorum.Gözyaşlarımı dolduran denizde forsa olup,uzaklaşmak istiyorum kaderimden.Bağırsam duyar mısınız?Anlatsam ruhumu anlar mısınız?Bir porsiyon mutluluk yollar mısınız?Akrebin kıskacı beynimi sıkar,akma zaman bedenime,yakma,eritme beni.Elim kanlar içinde elimi uzatırken panzehirime,tekrardan zehirleniyorum akrep tarafından,yok etme beni.Gün,yıl değil bu.Bir ömür kapımda.Çaldı çalacak.Ve bir ses...Tık tık.
2014
Efdal idi sevmek bir yaban diyarda.
Sâlik ömür içinde darda.
Yüreği saran yanık güller semâda.
Şems'e mektuplarım firarda.
21/10/2019
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!