Oynadığımız bu oyun muydu oyun
yoksa biz miydik o tozlu sahne
insanların alkışlarına aldırmadan
yüreğimizi hep hayaletleştirendik o gize...
O büyük
O siyah
O göz boyayıcı
perdenin her açılışında
beyaz duvarımızda durmadan beliren
o selületin gizini
o siyah_beyaz ışıldayan fenerin ışığına hapsetmiştik kalplerimizin sızısını...
İnsanlar bizi bize anlatıyordu o uğultuda
beni sana yorumladıklarında
gizli bir kalabalık hep şaşkınlıkla bakıyordu sana,
nicedir yüzüme bakıp orada ki ormanda kaybolman gibi...
Hatırladın mı şimdi
beyaz duvarımızdaki o mavi düş pelerinli sevgiliyi
o olmayan bir kadınınn çocuğuydu
bende...
Pek çok zaman ölen bir kadının çocuğuydu
bende...
Kimsenin hiç bir şey söyleyemeyeceği o anda
bir nehirdi o,
yolunu benlen bulan bir sızı...
Seninle aramıza sıkışan
bu tozlu sahne,
o beyaz duvar,
ve sürekli bakışlar
düşünceme sıkışan farklılıklı filozoflar gibi var olan bu gerçeği reddediyordu
ve başka bir gerçeklik boyutunda olmalı diyordu
Beyaz duvarıma vuran o beyaz ışığın gibi...
Kayıt Tarihi : 23.11.2014 02:42:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Gökhan Barış Pekşen](https://www.antoloji.com/i/siir/2014/11/23/beyaz-duvarima-vuran-o-beyaz-isigin-2.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!